Müneccimler İle Münâsebeti Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LV | Yulduzçılar Birle Katılmaknı Ayur | Müneccimler İle Münâsebeti Söyler |
4376 | Munıŋda basa emdi yulduzçı ol, baka körse yetrü idi yinçge yol | Bunlardan sonra da müneccimler gelir; iyı'ce dikkat edersen, |
4377 | Yıl ay kün sakışı bularda bolur, kereklig-turur bu sakış ay unur | Yıl, ay ve günlerin hesabını bunlar tutarlar; ey kudretli insan, bu hesap çok lüzumlu bir şeydir. |
4378 | Bileyin tese sen okı hendese, açılğay sakış kapğı munda basa | Bunu öğrenmek istersen, hendese okumalısın; bundan sonra sana hesap kapısı açılır. |
4379 | Okı zarb u kısmet tükel bil küsûr, tükelke tükel imtihân ol yetür | Darb ve taksim oku, bütün kesirleri iyice ögren; bu kamil bir insan için, mükemmel bir imtihandır; bunu yap. |
4380 | Ya tazif ya tansif özüŋ yetrü bil, kalı bildiŋ erse aded cedri kıl | Sen taz'if ve tansifi iyice öğren; bunları öğrendikten sonra, aded cezrini ele al. |
4381 | Yana cem ü tefrik misâhatka öt, yeti kat felekni yatur yamça tut | Sonra cemi, tefrik ve mesahayı geç; yedi kat feleği, bir çöp parçası imiş gibi, avucunda tut. |
4382 | Takı kolsa cebr ü mukâbel okı, yeme oklidis kapğı yetrü tokı | Daha da istersen, cebir ve mukabele oku; bir de Oklidis'in kapısını da iyice çal. |
4383 | Kerek dünyâ işi kerek ukbi tut, sakış birle adra tutar bilge büt | Gerek dünya işi, gerek ahiret işi olsun, inan ki. âlim bunları hesap ile birbirinden ayırarak, zapteder. |
4384 | Sakış artasa dünyâ ukbi işi, neçe birle artar ay edgü kişi | Hesap bozuluru, dünya ve ahiret işi de onunla birlikte bozulur, ey iyi insan. |
4385 | Kılayın tese sen özüŋ iş küdüg, ayıtğu kerek edgü isiz üdüg | Her hangi bir işe başlamak istenen, önce zamanın bunun için iyi veya kötü olup-olmadığını sormak lazımdır. |
4386 | Kün ay kutluğı bar yeme kutsuzı, ayıt kutluğın tut ay yalŋuk tüzi | Gün ve ayların kutlusu olduğu gibi, kutsuzu da vardır; bunları sor ve kutlu olanını seç; ey remiz kalpli insan. |
4387 | İdi yakşı aymış biliglig karı, biligligke aytıp işiŋ kıl yorı | Bilgili, görmüş-geçirmis ihtiyar çok güzel söylemiş; isini her vakit bilgiliye sor ve ona göre hareket er. |
4388 | Bilig birle yalŋuk işin başlasa, tilek boldı sakın negü işlese | İnsan ise bilgi ile baslara, onun her işinde muvaffak olacağını önceden kabûl et. |
4389 | Tükel işte aşnu tusulur bilig, kenikse bilig işke yetmez elig | Her iste önceden bilgi edinmek faydalıdır; bilgi sonraya bırakılırsa, insan isinde muvaffak olamaz. |
4390 | Ayıt söz olarka yeme bütme terk, biligli bayat ol munı tutğu berk | Sözü onlara sor, fakat hemen inanıverme; her şeyi bilen Tanrıdır ve ancak ona kuvvetle sarılmalıdır. |
4391 | Bularığ yeme edgü tutğıl yaraş, tilin serme irme köŋül kılma baş | Bunlara da iyi muamele er, anlat; onlara çıkışma ve incitecek söz söyleyerek, kalplerini kırma. |