Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış'ı Üçüncü Defa Davet Ettiğini Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LXVIII | Küntoğdı İlig Odgurmışnı Üçünç Yolı Ündeyü Idmışın Ayur | Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış'ı Üçüncü Defa Davet Ettiğini Söyler |
4934 | Okıdı elig bir kün ögdülmişig, ayur kılğu boldı saŋa bir işig | Hükümdar bir gün Öğdülmiş'i çağırdı ve: — Sana bir zahmet daha görünüyor — dedi — |
4935 | Okıdım kadaşıŋ maŋa kelmedi, ol ârzû tilekni özüm bulmadı | Davetime rağmen, kardeşin bana gelmedi; ben de bu arzu ve dileğime kavuşamadım. |
4936 | Kiterdim men uş bu tilemiş tilek, adın boldı emdi tilekke yölek | Ben bu arzumdan vaz geçtim; şimdi dileğime erişmek için, başka bir yol düşündüm. |
4937 | Bu ol kör bu künki tilekim meniŋ, özüm bir yüzini köreyin anıŋ | Artık benim arzum onun yüzünü, bir defa olsun, görmektir. |
4938 | Aŋar men barayın ya kelsün maŋa, ziyâret üçün ol ay kızğu eŋe | Ziyaret etmek için, ya ben ona gideyim yahut o bana gelsin, ey bahtiyar insan. |
4939 | Maŋa tuşsu bersü bir öt sav erig, yana yansu kılsu kılur işlerig | Bana gelsin, öğüt ve nasihat versin; sonra tekrar yerine dönüp, kendi işi ile meşgul olsun. |
4940 | Maŋar asğı tegsün aŋar yası yok, süzülsün özümdin kamuğ bulğanuk | Bana faydası dokunsun, ona bundan bir zarar gelmez; gönlüm saf ve emin olsun. |
Öğdülmiş cevabı İligke | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
4941 | Yanut berdi ögdülmiş aydı bu söz, osuğluğ-turur çın ayâ kutluğ öz | Öğdülmiş cevap verdi ve: —Bu söz, gerçekten, çok yerinde bir sözdür, ey kutlu zât — dedi — |
4942 | Bu iş kılğa ilig tilese anı, okıyın yana yarlıkasa meni | Hükümdar arzu ederse, bu işi yapayım; emir ederse, tekrar onu davet edeyim. |
4943 | Barayın bu sözni aŋar sözleyin, ilig barmasun men anı keldreyin | Gideyim, ona bu sözü söyleyeyim; hükümdar huzurunu bozmasın, ben onu buraya getireyim. |
4944 | Yana bir bitig yarlıkasun ilig, okıp bütsü kelsü saŋa ol silig | Hükümdar tekrar bir mektup lütfetsin; o temiz insan da okuyup, sana inansın ve buraya gelsin. |
İlig cevabı Öğdülmişke | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4945 | İlig aydı emdi nerek bu bitig, bitigde bütünrek bütün sen tetig | Hükümdar dedi : — Bu mektup da şimdi neye, mektuptan daha iyi itimat edilecek kimse sensin, ey zeki insan. |
4946 | Bitig bütmegü teg kişike bolur, seniŋde bütünrek adın kim bulur | Mektup itimat edilemeyecek kimseye verilir; senden daha inanılacak bir insan bulunurmu. |
4947 | Negü ter eşit yakşı yağma begi, kamuğ iş içinde yetilmiş ögi | Dinle, her türlü işe aklı eren Yağma beyi ne der. |
4948 | Yalavaçka bütse bitig ne kerek, bütünlük bulunsa itig ne kerek | Elçi itimada şâyân olursa, mektuba ne lüzum var; ona itimat edilirse, ayrıca hazırlık külfeti neye gerek. |
4949 | Sözüŋni tilin ay sözini eşit, takı bir bitig ay tetig ne kerek | Kendi sözünü söylersen ve onun cevaplarını dinlersen, ey zeki insan, bir de mektuba ne lüzum var. |
4950 | Bu ança iş ermez ağır kelgü teg, bu iştin beliŋlep yırak tezgü teg | Bu öyle ağır gelecek ve ürkülüp-kaçınılacak bir iş değildir. |
4951 | Nerek munça sözke bitig ya itig, bütun sen bitig sen maŋa ay tetig | Bu kadarcık işe mektup veya ayrıca tertibat neye; sen benim itimat ettiğim insansın, mektup sensin, ey zeki. |
4952 | Maŋa kelsü tuşsu yana barsu terk, küçün tıdmağay men aŋa berdim erk | Buraya gelip, benimle buluşsun ve tekrar hemen gitsin; zorla ona mâni olmayacağım; kararında serbesttir. |
4953 | Idur-men seni kör bu hâcet üçün, okı edgü birle okıma küçün | Bu iş için seni gönderiyorum; onu zorlama, güzellikle buraya davet et. |
4954 | Berü kelmese men barayın naru, yüzini köreyin yanayın berü | Eğer o buraya gelmezse, ben oraya gideyim; yüzünü görüp, tekrar geri döneyim. |
Öğdülmiş cevabı İligke | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
4955 | Yanut berdi ögdülmiş aydı tilek, tükel bolğa bolsa bayattın yölek | Öğdülmiş cevap verdi ve:—Tanrı yardım ederse, bu dilek yerine gelecektir — dedi— |
4956 | Özümdin yana ok katığlaŋa-men, bu ârzû tilekiŋ tükel kılğa men | Kendi tarafımdan ben de bizzat gayret edeceğim, bu arzu ve dileği yerine getireceğim. |
4957 | İlig altunı inç esen bolsunı, bayat birge barça tilek kolsunı | Hükümdar sağ olsun ve huzur içinde yaşasın, Tanrı bütün dilek ve arzularını yerine getirsin. |
4958 | Turup çıktı atlandı keldi yana, tüşüp kirdi evke suçuldı tona | Kalkıp çıktı; atına binip, geri döndü; inip, evine girdi ve elbiselerini çıkardı. |
4959 | Kızıl yüz öŋi oŋdı boldı sarığ, ajun boldı altun öŋgi teg arığ | Gök yüzünün al rengi soldu, sarardı; dünyanın her tarafı altın rengini aldı. |
4960 | Yaşık türtti yüzke sarığ zaferân, özin kıldı minâ öŋi teg cihân | Güneş yüzüne sarı safran sürdü; cihan ise, mına rengine büründü. |
4961 | Kalık bütrü tuttı sevügler kaşı, ajun boldı zengi habeş kırtışı | Göğün her tarafı âşık kaşları ile doldu; dünya zenci-habeş derisine büründü. |
4962 | Yedi içti yundı yetürdi namâz, töşek koldı yattı udıp bardı az | Yedi, içti; abdest alıp, namaz kıldı; döşek istedi ve yatıp, bir az uyudu. |
4963 | Sarığ sandvaç ötti ünün sayradı, beliŋlep odundı usı kelmedi | Sarı bülbül öttü, güzel sesi ile şakıdı; Öğdülmiş irkilerek uyandı, uykusu dağıldı." |
4964 | Oduğ yattı ança anı tıŋlayu, avındı ol ünke turup taŋlayu | Bülbülü dinleyerek, bir müddet uyanık yattı; bu sese hayran olarak, onunla bir az oyalandı. |
4965 | Usı yitti artuk uzadı tüni, küsüş boldı ârzûn yaruğu küni | Uykusu kaçtı, gece fazla uzun geldi; günün ağarmasını iştiyakla bekledi. |
4966 | Kalık yırttı kedmiş kara köŋlekin, açıldı yaruk yüz kötürdi egin | Gökyüzü üzerine geçirdiği siyah gömleği yırttı; peçesini kaldırdı, parlak yüzü açıldı. |
4967 | Küle baktı örlep talu kız yüzi, yarudı bu dünyâ iri hem kuzı | Yükselen güzel kız yüzü gülerek baktı; dünyanın her tarafı ışıklara boğuldu. |
4968 | Toğa keldi örlep çıkardı yüzin, yaruk kıldı dünyâ kolın hem özin | Güneş doğdu ve yükselerek, yüzünü gösterdi; dünyanın bütün vadi ve ırmaklarını parlattı. |
4969 | Yana koptı yundı tonandı tükel, namâz kıldı özke yorup edgü fâl | Öğdülmiş kalktı, yıkandı ve giyinip, hazırlandı; namaz kıldı ve bu işte muvaffak olması için, dualar etti. |
4970 | Atın tuttı mindi bir oğlan bile, kadaşı tapa bardı sevnü küle | Atını tuttu, bindi ve bir uşağım yanına aldı; gülerek, sevinerek, kardeşine doğru yola çıktı. |
4971 | Yakın tegdi erse anıŋ üskiŋe, tüşüp bardı akru yorıp kapğıŋa | Onun bulunduğu yere yaklaşınca, atından indi ve yavaşça yürüyüp, kapısına vardı. |
4972 | Tokıdı kapuğ akru elgin tutup, turup çıktı terkin kadaşı ukup | Eli ile kapıyı hafifçe vurdu; kardeşi duyarak, kalkıp kapıya çıktı. |
Odgurmış suali Öğdülmişke | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4973 | Közün kördi erse kör ögdülmişig, ayur ay kadaşım uzattıŋ işig | Karşısında Öğdülmiş'i görünce: — Ey kardeşim, sen işi uzattın — dedi — |
4974 | Nelük emgetürsen özüŋni küçün, negüke karışıŋ maŋa bu öçün | Niçin kendini zorla zahmete sokuyorsun; niçin bu meselede bu kadar ısrar ediyorsun. |
4975 | Yorı kel kirelim maŋa ay sözüg, nelük evre keldi yana bu özüŋ | Haydi gel, girelim, neden tekrar buraya geldiğini anlat bakalım. |
4976 | Turup evke kirdi bu iki kadaş, kadaşıŋa zâhid alın tügdi kaş | iki kardeş böylece eve girdiler; zahit kardeşini bir az soğukça karşıladı. |
Öğdülmiş cevabı Odgurmışka | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
4977 | Keligli kadaşı ayur ay tüzüm, kaşıŋ tügme aşnu eşitgil sözüm | Gelen kardeşi : — Ey iyi kalpli insan — dedi — derhâl kaşını çatma, önce sözümü dinle. |
4978 | Sen aymış sözüg barça eksüksüzün, iligke tegürdüm ötündüm özün | Senin dediğin bütün sözleri, eksiksiz olarak, hükümdara eriştirdim ve kendim de ricada bulundum. |
4979 | Eşitti ilig söz tükel tıŋladı, sözüŋni eşitti üküş teŋledi | Hükümdar bu sözleri işitti, hepsini dinledi; sözünü duydu ve uzun uzun düşünüp-taşındı. |
4980 | Kodu berdi emdi seni ay kadaş, munıŋda adın bir tilek koldı taş | Ey kardeş, hükümdar şimdi seni serbest bıraktı; fakat bundan başka bir arzusu daha var. |
4981 | Meni sözçi ıdtı bu işke saŋa, uvut kılmağıl sen meni ay toŋa | Bu işi için beni sana elçi olarak gönderdi; ey kahraman, sen beni artık utandırma. |
4982 | Kamuğ neŋke had ol teŋi belgülüg, teriginde keçürme işiŋ ay külüg | Her şeyin hududu ve ölçüsü var; işin ölçüsünü kaçırma, ey şöhretli insan. |
4983 | Negü ter eşitgil ukuşluğ tili, kamuğ neŋke yaŋzağ bu ol söz ulı | Akıllı insan ne der, dinle; her şeye uyan ve her söze temel olan söz budur. |
4984 | Teŋinde keçürme kamuğ işni sen, teŋinde keçürse yana kaçğa san | Hiç bir işte ölçüyü kaçırma; ölçüyü aşan iş çığırından çıkar. |
4985 | Kamuğ işke yaŋzağ teŋi ol yaŋı, kamuğ neŋ teŋi birle boldı esen | Her şeyin bir itidali, usûlü ve âdabı vardır; her şey itidal ile selâmete kavuşur. |
4986 | İlig kodtı emdi ozakı tilek, okır bir ziyâretka bolğıl yölek | Hükümdar evvelki arzusundan vaz geçti; seni şimdi yalnız ziyaret için çağırıyor; bunu da artık reddetme. |
4987 | Barıp tuş aŋar sen ya kelsün saŋa, yüzüŋ körsüni bir ay köŋli keŋ e | Gidip, onunla buluş yahut o sana gelsin; ey geniş yürekli insan, o senin yüzünü bir defa görsün. |
4988 | Munıŋda yası yok saŋa ay kadaş, bolu ber maŋa sen ayâ bağrı taş | Ey kardeş, bundan sana bir zarar gelmez; ey taş yürekli insan, bir defa da benim sözümü dinle. |
4989 | İlig me idi edgü sultân-turur, çığayka yavuzka sevüg cân-turur | Hükümdar da çok iyi bir sultandır; fakirler ve suçlular, ihsan ve affından dolayı, onu canları gibi severler. |
Odgurmış cevabı Öğdülmişke | ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
4990 | Yanut berdi odğurmış aydı bu söz, ukuşka yakın ol ayâ köŋli tüz | Odgurmış cevap verdi : — Bu söz akla yakındır, ey temiz kalpli insan — dedi — |
4991 | Müsülmân kadaşka müsülmân kadaş, ziyâret kılur ok ay köŋli tüdeş | Müslüman müslümana kardeştir ve onlar birbirlerini ziyaret ederler, ey gönülü gönlüme uygun insan. |
4992 | Bu sözke egildim berür-men boyun, ziyâret kılayın aŋar men bu kün | Bu söz karşısında boyun eğiyorum; ben bugün, onu ziyaret ederim. |
4993 | Munıŋda oza barmadım men aŋar, öz asğı tiler erdi mendin sıŋar | O benden bir fayda beklediği için, bundan önce ben ona gitmedim. |
4994 | Anı küdtı tuttı könilik yolın, kirür-men könilikke köndüm bilin | Şimdi o bundan vaz geçti ve doğru yola girdi; ben de bu yola giriyorum; onun arzusunu yerine getireceğim; emin ol. |
4995 | Barayın iligke ilig kelmesün, maŋar tegsü emgek aŋar tegmesün | Ben hükümdara gideyim, o buraya gelmesin; bu zahmete ben katlanayım, o eziyet çekmesin. |
4996 | İlig el begi ol bodunka uluğ, aŋar kılğu hürmet ağırlık kamuğ | Hükümdar memleketin beyi ve halkın büyüğüdür; ona her türlü hürmet ve tazimi göstermek lâzımdır. |
4997 | Yorık tüzse ötrü könitse sözi, arıtsa elinde isizler izi | Böylece o hareketlerini düzeltir, sözünde sâdık olur ve memlekette kötülerin izini yok eder. |
4998 | Negü ter eşitgil ay bilgi teŋiz, ukuşluğ amul köŋli yüksek ediz | Bilgisi deniz gibi geniş, akıllı, sakin ve gönülü çok yüksek olan insan ne der, dinle. |
4999 | Raiyetka vâcib begi yarlığı, ağır tutsa estıp kiçig uluğı | Beyin emirini yerine getirmek raiyet için vaciptir; büyük ve küçük onu duyan her kes, bu emre riâyet etmelidir. |
5000 | Ağırlağu begler özin hem sözin, kerek hindû bolsun kümüş yuluğı | Bu bey para ile satın alınmış köle dahi olsa, onun herh kendisine, hem de emrine riâyet gösterilmelidir. |
5001 | Ağırlar-men emdi ilig yarlığın, ziyâret kılur-men bolur-men yakın | Ben de hükümdarın emrine hürmet eder ve onu ziyaret için, yanına giderim. |
5002 | Yorı yanğıl emdi eligke sözüm, tegürgil kelür tep munu bu özüm | Şimdi sen yürü, dön, hükümdara sözünü ulaştır; geleceğimi söyle, işte sözüm budur. |
5003 | Yaruk dünyâ yüzke eşünse eşük, men ötrü barayın ay eski tüşük | Parlak dünya yüzüne örtü örtünce, ben oraya gelirim, ey eski düşkün. |
5004 | Kişi körse kündüz meni soŋdağa, özin otka atğa meni sözlege | Gündüz insanlar beni görürlerse, peşime takılırlar; benim hakkımda ileri-geri konuşarak, kendilerini ateşe atarlar. |
5005 | Yorı barğıl emdi sen evde küdez, saŋa kelge men anda yatma sen az | Haydi, şimdi sen git, evde bekle, ben sana gelirim; bugün bir az geç uyursun. |
5006 | Eŋ aşnu saŋa men tuşayın barıp, neteg kılğu andın kılalım yorıp | İlk önce ben sana gelirim, sende buluşuruz; ne yapmak lazımsa, birlikte düşünürüz. |
Öğdülmiş cevabı Odgurmışka | ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5007 | Sevindi kör ögdülmiş aydı cevâb, idi körklüg ol bu yeme ked savâb | Öğdülmiş sevindi ve : — Bu cevap çok güzeldir ve çok doğrudur — dedi — |
5008 | Barayın-men emdi ilike turup, ayayın bu sözler sevinsün ukup | Ben şimdi kalkıp, hükümdarın yanına gideyim, bu sözleri ona haber vereyim; duysun da sevinsin. |
5009 | Meniŋde basa sen bütürgil sözüg, umınç kılmış üdte yetürgil özüŋ | Ben gittikten sonra sen de sözünde dur ve kararlaştırılan zamanda orada bulun. |
5010 | İkigü sözi tındı bir söz öze, sevinçin turup çıktı kaşın yaza | Bu söz üzerinde ikisi de mutabık kaldılar; Öğdülmiş, yüzü gülerek, sevinç içinde oradan ayrıldı. |
5011 | Yana ok tutuzdı ayur ay kadaş, sözüg kıyma kelgil ay köŋli tüdeş | Bir de ilâve etti:— Ey kardeş, sözünü tutmazlık etme, muhakkak gel, ey gönlü gönlüme uygun insan — dedi — |
5012 | Yaşık yerke yansa yüzin kizlese, kömür kırtışı dünyâ yüzke basa | Güneş batıp, yüzünü gizledikten, dünya yüzüne, kömür gibi, siyah bir deri bağladıktan sonra, |
5013 | Seni küdge-men evde kelgil maŋa, yarağın körüp iş kılayın saŋa | Seni evde beklerim, bana gel; senin için ne yapmak icap ederse, onu yapar, hâzırlarım. |
5014 | Atın mindi keldi iligke turup, tüşüp kirdi ilig tapa yol kolup | Atına bindi ve oradan kalkıp, doğruca hükümdarın sarayına geldi; atından inip, müsâade isteyerek, huzura çıktı. |
5015 | Tegürdi iligke ukulmış sözin, sevindi ilig yazdı kaşın közin | Konuşulan sözleri hükümdara arzetti; hükümdarın sevinç içinde yüzü güldü. |
İlig suali Öğdülmişke | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ | |
5016 | Ayur edgü boldı bu bir iş barı, sözüg teg çın erse ol aymışları | Hükümdar : — Bu iyi bir iş oldu — dedi. — yalnız o da, senin söylediğin gibi, sözünde dursun. |
5017 | Yana aydı ilig ne üdke kelir, kayuda tuşar-men angar ay bilir | Hükümdar devamla : — Ne zaman gelir, onunla nerede buluşacağız — dedi. |
Öğdülmiş cevabı İligke | ÖĞDÜLMİŞ İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5018 | Yanut berdi ögdülmiş aydı keçe, yaruk dünyâ meŋzi tünerse çiçe | Öğdülmiş cevap verdi ve : — Akşam, parlak dünyanın yüzü iyice kararınca, |
5019 | Meniŋ evke kelmek-turur ol maŋa, kaçan kel tese sen kelir ol saŋa | O benim evime gelecek; ne zaman gelmesini emrederseniz, o zaman huzurunuza çıkacaktır. |
İlig cevabı Öğdülmişke | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
5020 | İlig aydı emgep yügürdüŋ üküş, yanut bersü teŋri ol emgekke tuş | Hükümdar şöyle dedi : — Çok koştun ve çok zahmet çektin; bu zahmetlere mukabil Tanrı sana hak ettiğin mükâfatı versin. |
5021 | Bu erdi meniŋ bu igimke emi, sevindürdi emdi meniŋ köŋlümi | Benim hastalığımın devası bu idi; artık içim rahat etti. |
5022 | Sen evde küdez kelse eştür maŋa, kişi barğa mendin okıtçı saŋa | Sen evinde bekle ve gelince, derhâl bana haber ver; ben de, davet için, sana bir adam gönderirim. |
5023 | Kadaşıŋnı alğıl maŋa kel turup, ziyâret kılayın yüzini körüp | Sen kardeşin ile birlikte bana gelirsin, ben de teberrüken onun yüzünü görmüş olurum. |
5024 | Muŋar meŋzetür emdi bilge sözin, negü ter eşitgil bu tüpi tözin | Şimdi bir âlimin buna benzer sözünü dinle; bu mesele hakkında, bak, o ne der. |
5025 | Kişi köŋli tutçı tiler ârzûnı, avıtur tilek bulğuka özini | însan gönülü dâima bir şeyler ister ve arzu eder; dileğini elde edinceye kadar kendisini durmadan oyalar. |
5026 | Kalı bulsa ârzû tilekin tükel, köŋül kötrür anda keser sözini | Bütün dilek ve arzularını bulunca da, onları gönlünden çıkarır ve bir daha ağzına almaz. |
5027 | İlel tep turup çıktı ögdülmişe, eviŋe kelip kirdi kıldı tüşe | Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, kalkıp çıktı; atına binip, evine döndü. |
5028 | Yaşık yerke indi yüzin kizledi, kararıp tuman tozdı dünyâ tudı | Güneş yere indi; yüzünü gizledi; dünyayı kara bir duman kapladı. |
5029 | Ajun tul tonın kedti kaşın tügüp, kalık yek yüzi teg karardı oŋup | Dünya iztırap içinde, tekrar dul elbisesini giydi; gök, şeytan yüzü gibi, soldu, karardı. |
5030 | Kamuğ teprenür tındı yumdı közi, çoğı ün kesildi tirigler sözi | Bütün canlı mahlûklar sükûna erip, gözlerini yumdular; ses, gürültü, söz kesildi, hayattan eser kalmadı. |