Âlimler İle Münâsebeti Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LI | Bilge Âlimler Birle Katılmaknı Ayur | Âlimler İle Münâsebeti Söyler |
4341 | Takı bir kotu bilge âlimler ol, olar ilmi halkka yaruttaçı yol | Diğer bir zümre de âlimlerdir, onların ilmi halkın yolunu aydınlatır. |
4342 | Olarnı katığ sev ağırla sözin, biliglerin ögren üküş ya azın | Onları pek çok sev ve onlardan hürmetle bahset; çok veya az, onların bilgilerini öğren. |
4343 | Bular ol yarar ya yaramazlarığ, seçip adra tutğan köni yol arığ | Faydalı ve zararlı şeyleri birbirinden ayırt ederek, doğru ve temiz yol tutan kimseler bunlardır. |
4344 | Usa ilmi ögren biligleri bil, neŋin edgülük kıl küdez bekrü til | Mümkünse, ilimlerini öğren ve bilgilerini bil; onlara iyilik yap ve yardımda bulun; onlara dil uzatma. |
4345 | Bular ol hakikat bu din tirgüki, olar bilgi ol çın şeriat köki | Bu dinin direği gerçekten bunlardır; doğru şeriatin temeli bunların bilgisidir. |
4346 | Yok erse ajunda bu âlim bügü, tikip önmegey erdi yerde yegü | Dünyada bu âlim ve hakimler olmasa idi, ekilmiş olsa bile, yerden yiyecek çıkmazdı. |
4347 | Olar ilmi boldı bodunka yula, yarusa yula tünle azmaz yola | Onların ilmi halk için bir meş'ale oldu; geceleyin meş'ale yanarsa, insanlar yolu şaşırmazlar. |
4348 | Neŋiŋde ülüg kıl süçig söz bile, aş içgü yitürgil tapuğ kıl küle | Onlara malından hisse ayır, onları yedir, içir; güler yüz ve tatlı sözle hizmetlerinde bulun. |
4349 | Tilin serme irme bolun eymenük, ağu ol olarnıŋ eti birtem ök | Sert ve kaba dil kullanma, onlardan çekin; onların eti yenmez, zehirdir. |
4350 | Tilin irme serme tuz etmek yetür, ağır tut olarığ ağırla kötür | Onlara karşı sert ve kaba bir dil kullanma; tuz-ekmek yedir, saygı göster ve hürmet et. |
4351 | Eşit ilmi işlet tilin soŋdama, ya kılkın kılınçın yavuz tep teme | Onları dinle, bilgilerine göre hareket et; tavır ve hareketleri hakkında arkalarından dedi-kodu yapma. |
4352 | Olardın kereki saŋa ilmi ol, könilikke yetse ayu berse yol | Senin için lâzım olan onların ilmidir; onlar insanlara yol göstererek, doğruluğa sevkederler. |
4353 | Bular ol sürüg koyka erkeç sanı, koyuğ başlasa sürse yolça köni | Bunları koyun sürüsünün koçu telâkki et; onlar başa geçip, sürüyü doğru yola götürsünler. |
4354 | Katılğıl bularnıŋ bile edgüleş, kutadğay saŋa iki ajun ulaş | Bunlar ile münâsebet kur ve iyi geçin; böylece saadete kavuşarak, her iki dünyada mes'ûd olursun. |