Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış İle Görüştüğünü Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LXX | Küntoğdı İlig Odgurmış Birle Körüşmişin Ayur | Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış İle Görüştüğünü Söyler |
5035 | İkigü turup bardı ilig tapa, körü aldı ilig yorıdı kopa | Her ikisi kalkıp, hükümdara gittiler; hükümdar yerinden kalktı, onlara doğru yürüdü ve kendilerini karşıladı. |
5036 | Selâm kıldı ilig eŋ aşnu körüp, aleyk berdi zâhid selâmka turup | Karşılaşınca, önce hükümdar selâm verdi; zahit ise, yalnız onun selâmına mukabele etti. |
5037 | Eligleşti ilig bu zâhid bile, ayıttı ilig yazlu sevnü küle | Hükümdar zahit ile el sıkıştı, sevinç içinde güler yüzle hâl-hâtır sordu. |
5038 | Orun kıldı artuk öziŋe yakın, ağırladı aşru bağırsaklıkın | Kendisinin yanı-başında yer verdi, ona aşırı bir iltifat ve hürmet gösterdi. |
5039 | Ayur emgediŋ sen ay odğurmış a, yadağın bu yerke özüŋ kelmiş e | Ey Odgurmış, yaya olarak buraya kadar gelmekle çok büyük zahmetlere katlandın — dedi. |
Odgurmış cevabı İligke | ODGURMIŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5040 | Yanut berdi odğurmış aydı közüm, seni kördi emgek unıttı özüm | Odgurmış cevap verdi : ve : — Seni görünce, ben bu zahmetleri unuttum — dedi — |
5041 | Özüm ârzûlap keldi emdi saŋa, nelük teggey emgek ay ilig maŋa | Ben sana kendi arzumla geldim, ey hükümdar; bu bana nasıl zahmet olabilir. |
5042 | Kişi öz tilekin yorısa barıp, tegir terk tilekke bu kalmaz arıp | İnsan kendi arzusu ile yola çıkarsa, gideceği yere çabuk erişir ve yolda yorulup kalmaz. |
5043 | Negü ter eşitgil böke yavğusı, ukuş birle yadmış ajunka küsi | Aklı ile dünyaya şöhretini yaymış olan Böke yavgusı ne der, dinle. |
5044 | Köŋül ârzûlasa yırak yer yağuk, bolur terk tilekin bulur ol anuk | Gönülden arzulanırsa, uzak yer yakın olur ve insan dileğini, kendisi için hazırlanmış gibi, derhâl elde eder. |
5045 | Köŋül birle maŋsa kişi ârzûlap, tegir ârzûka terk yağukluk ulap | insan isteyerek ve arzulayarak yola çıkarsa, bu sevgi ile dileğine çabuk erişir. |
5046 | Köŋülsüz kayu yerke maŋsa adak, neçe yer yakın erse boldı yırak | Arzu edilmeyen bir yere doğru yola çıkılırsa, bu yol ne kadar yakın olursa-olsun, yine uzak gelir. |
5047 | Adakın yorığlıka emgek tegir, köŋül birle maŋsa ol emgek barır | Yayan yürüyen insan zahmet çeker; fakat gönül arzusu ile yürüyünce, bu zahmet ortadan kalkar. |
5048 | Köŋül birle keldim saŋa ay ilig, kaçan tegge emgek yetürgil bilig | Ey hükümdar, ben sana gönül arzusu ile geldim; bu bana niçin zahmet olsun. |
5049 | Köŋül kimni sevse tilese bakın, neçe yer yırak erse boldı yakın | Gönül birini sever ve arzu ederse, onun bulunduğu yer ne kadar uzak olursa-olsun, yine yakın görünür. |
İlig suali Odgurmışka | HÜKÜMDARIN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5050 | İlig aydı sözde eŋ aşnu saŋa, ayıtğu sözüm bar ayu ber maŋa | Hükümdar: —Her şeyden önce sana soracak bir sözüm var, bana cevap ver — dedi — |
5051 | Sen emdi köŋül birle keldiŋ maŋa, velikin neteg ol bu iş ay toŋa | Sen şimdi gönül arzusu ile bana geldin; fakat şu iş nasıl oldu, ey kudretlim. |
5052 | Bilir sen selâm fazlı artuk uluğ, kim aşnu aşunsa açar bu yoluğ | Bilirsin ki, selâmın fazileti çok büyüktür; kim daha önce bunu yaparsa, bu fazileti o göstermiş olur. |
5053 | Meni kördüŋ erse selâm kılmadıŋ, bu fazlığ muyanığ kalı kolmadıŋ | Sen beni görünce, selâm vermedin; bu fazileti ve sevabı neden istemedin. |
Odgurmış cevabı İligke | ODGURMIŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5054 | Yanut berdi odğurmış aydı selâm, bilip kılmadım men eŋ aşnu ulam | Odgurmış cevap verdi ve : — Ben bilerek bunu yaptım ve önceden selâm vermedim — dedi — |
5055 | Selâm ol kişike selâmet yolı, selâm kıldı erse uruldı ulı | Selâm insana selâmet yoludur; kim selâm verirse, karşısındakine te'minat vermiş olur. |
5056 | Selâm ol kişike iminlik emân, selâm kılsa ötrü imin boldı cân | Selâm insan için emniyet ve selâmettir; selâm veren kimse karşısındakinin hayatını emniyet altına almış olur. |
5057 | Muŋar meŋzetü keldi emdi bu söz, eşitgil munı sen ayâ köŋli tüz | Şimdi buna benzer bir söz vardır, ey temiz kalpli insan, dinle. |
5058 | Emân berdi erke selâm kılğuçı, selâmet bulundı aleyk alğuçı | Selâm veren kimse insana âmân verir; selâmı alan kimse, selâmette olur. |
5059 | Selâm ol selâmet kişi şerriŋe, selâmetlık aldı yanut kılğuçı | Selâm insanı insanların şerrinden korur; selâma mukabele eden kimse selâmetini te'minat altına almış olur. |
5060 | Uluğlar kerek kim kiçigke selâm, aşundursa ötrü bolur iş temâm | Büyüklerin küçüklere selâm vermesi lâzımdır ve böylece işler yoluna girer. |
5061 | Kiçig tutsa kılsa uluğlar sözi, selâmet tirildi kutuldı özi | Küçükler büyüklerin sözünü dinler ve ona göre hareket ederlerse, selâmetle yaşarlar ve emniyette olurlar. |
5062 | Kiçig bolsa imin uluğ şerrindin, selâmet bulunsa umup hayrındın | Küçükler büyüklerin şerrinden emin olmalıdırlar; böylece onlardan hayır umarak, emniyet içinde yaşarlar. |
5063 | Meniŋdin iligke kaçan tegge şer, kiçig men kiçigdin negü yası bar | Benden hükümdara ne gibi bir kötülük dokunabilir; ben küçüğüm, küçükten büyüğe nasıl bir zarar gelebilir. |
5064 | İlig elgi barça bodunka uzun, negü kolsa kılğay tügülse yüzün | Hükümdarın eli bütün halka uzanır; gazaba gelirse, istediğini yapabilir. |
5065 | Körü bar kara begke kılmaz selâm, bu mani üçün ol ay bilgi tamâm | Dikkat et, selâmın bu mânasından dolayı halk beye selâm vermez, ey bütün bunları bilen insan. |
5066 | Meni sen eŋ aşnu tapuğka tilep, özüŋke okıdıŋ üküş ârzûlap | ilk önce sen benim hizmetine girmemi istedin; çok arzu ederek, beni yanma çağırdın. |
5067 | Bolu bermedim men sözüg tutmadım, bu alçı ajunka özün bütmedim | Ben bunu kabul etmedim ve sözünü dinlemedim; çünki ben bu aldatıcı dünyaya inanmıyorum. |
5068 | Anı kodtuŋ emdi ziyâret üçün, okıdıŋ munu keldim emdi bu tün | Ondan vazgeçip, sâdece seni ziyaret etmemi istedin; işte ben de şimdi bu gece ziyarete geldim. |
5069 | Takı eymenür erdim emdi saŋa, selâmın emân berdiŋ emdi maŋa | Yine de senden çekmiyordum; fakat sen selâm ile bana emniyet verdin. |
5070 | Yana aşnukı sözke yaŋay teyü, takı korkur erdim saŋa eymenü | Tekrar eski fikrine dönecek diye, senden çekiniyor ve korkuyordum. |
5071 | Tükel büttüm emdi saŋa belgülüg, maŋa edgü teggey seniŋdin ülüg | Şimdi sana tamamıyle ve gerçekten inandım, bana senden ancak iyilik gelebilir. |
İlig cevabı Odgurmışka | HÜKÜMDARIN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5072 | İlig aydı begke idi ked yavuz, tilin sözlemiştin yana yansa öz | Hükümdar şu mukabelede bulundu : — Bir bey için, verdiği sözden dönmek çok fena bir şeydir. |
5073 | Uluğluk yemesün ol elgi uzun, yanar erse tilde yorıtmış sözün | Verdiği sözden dönen bey hiç bir zaman büyüklüğe ermesin. |
5074 | Ajunka elig bolmasun ol kişi, tili yalğan erse kılınçı buşı | Yalancı ve öfkeli insan hiç bir zaman dünyaya hâkim olmasın. |
5075 | Neteg beg bolur ol bodunka uluğ, tili yalğan erse kör elgi kuruğ | Yalancı ve hasis kimse nasıl halka beylik edebilir. |
5076 | Takı munda yegrek bilig sözlemiş, sözüg kıysa kıylur kaçar kut temiş | Bilgi de bundan daha iyi bir söz söylemiştir : insan sözünden dönerse, saadet de ona yüz çevirir, ondan kaçar. |
5077 | Kişide yavuzrakı yalğan bolur, yavuzda yavuz vade kıyğan bolur | Yalancı — insanların kötüsüdür; kötülerin kötüsü ise, verdiği sözünden dönen kimsedir. |
5078 | İdi yakşı aymış köni sözlüg er, köni sözlüg erke bayat bersü ter | Doğru sözlü insan çok iyi söylemiş; doğru söyleyen insanı Allah ecre nail etsin. |
5079 | Sözi çın kerek beg kıyıksız köni, sözinde yanığlığ teme er anı | Bey sözü dürüst olmalı ve o bundan caymamalıdır; sözünden dönen kimseye erkek denilmez. |
5080 | Tilin sözlemiş sözde yanmaz eren, sözinde yanığlı işiler sanı | Erkek insan verdiği sözden geri dönmez; sözünden dönenleri sen kadın bil. |
Odgurmış cevabı İligke | ODGURMIŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5081 | Yanut berdi odğurmış aydı ilig, bu edgü kılıklarka buldı elig | Odgurmuş cevap verdi:—-Hükümdar bu iyi hareketlere vâsıta oldu— dedi — |
5082 | Bayat arturu bersü ilig saŋa, bu edgü kılıklar bu edgü yaŋa | Ey hükümdar, Tanrı senin bu iyi hareketlerin ile bu iyi ahlâkını dâim etsin ve artırsın. |
5083 | Bodunda talu ol bu begler özi, özi teg talu tutğu kılkı sözi | Halk içinde seçkin olan bu beylerin hareketleri ve sözleri de, kendileri gibi, seçkin olmalıdır. |
5084 | Biliglig bilig berdi mundağ ayur, beg edgü köni bolsa bodnı bayur | Bilgili insan bilgi verir ve şöyle der : Bey iyi ve doğru olursa, halk zenginleşir. |
5085 | Negü ter eşitgil ürüŋ başlığ er, ajunuğ keçürmiş uzun yaşlığ er | Ak saçlı, dünya görmüş ve yaş yaşamış insan ne der, dinle. |
5086 | Kılınç edgü tut ay ajun tutğuçı, keligli-turur kut yana barğuçı | Ey dünyaya hâkim olan, iyi hareket et; saadet geldiği gibi, tekrar gidebilir. |
5087 | Katığlan özüŋke kodun edgü at, vefâ kılmağay kut seni kığa yat | Gayret et, iyi ad kazan; saadet vefasızdır; sana tekrar yabancı muamelesi yapabilir. |
5088 | İsiz kılmağıl sen ay elgi uzun, kamuğ edgülük kıl kılınçın sözün | Ey kudret sahibi, sen kötülük yapma; sözünle ve hareketinle her vakit iyilik etmeğe çalış. |
5089 | Uluğluk bu beglik yüz evrür saŋa, meger edgülük yüz evürmez toŋa | Büyüklük ve bu beylik sana yüz çevirebilir; yalnız iyilik sana yüz çevirmez. |
5090 | Bu kün edgü kazğan bodun yüki yüd, yarın edgü kelgey keçip barsa üd | Bugün iyilik kazan, halkın yükünü yüklen; zaman geçer, gider ve yarın sana bundan iyilik gelir. |
5091 | Tüpi yel-turur bu tiriglik küni, ınançsız-turur kut keçürgey seni | Bu ömrün günleri fırtına gibi geçer; saadet vefasızdır, bir gün seni de bırakır. |
İlig cevabı Odgurmışka | HÜKÜMDARIN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5092 | İlig aydı ukğıl ay bilgi uluğ, tilekim bu ol sinde açğıl yoluğ | Hükümdar : — Ey bilgisi büyük olan insan, dinle — dedi— senden dileğim şudur : bana iyilik yolunu göster. |
5093 | Seni munça bekrü tutup koldukum, bu erdi tilekim meniŋ ay tokum | Seni bu kadar ısrarla istemekten maksadım da bu idi, ey gönlümü doyuran insan. |
5094 | Maŋa bergil emdi bu öt sav erig, meger edgülükke yetilgey elig | Bütün gayretimi yalnız iyilik yoluna hasretmem için, bana şimdi öğüt ve nasihat ver. |
5095 | Kişi bar kalın bod boğuz ağrukı, köni çın bağırsak yok ol ay akı | Etrafımda geçinen kalabalık bir insan kütlesi var; fakat bunlar arasında, ey cömert insan, doğru, dürüst ve sâdık kimse yoktur. |
5096 | Bu begler bulur barça ârzû tilek, özi köŋliŋe sığğu bulmaz yölek | Beyler bütün arzu ve dileklerini bulurlar; fakat kendilerine müessir olabilecek bir yardımcı bulamazlar. |
5097 | Kapuğda kalın baş yumıttı yorır, tusulur kişi yok maŋa ay bilir | Kapıda bir sürü insan dolaşır, durur; fakat bana faydası dokunacak bir kimse yoktur, ey bilir. |
5098 | Muŋar meŋzer emdi bu beyt ay akı, ukayın tese sen munukı okı | Ey cömert, şimdi şu beyit buna benzer; anlamak istersen, işte, oku. |
5099 | Kişi tep yorıglı telim bar sanı, kişike tusulğu tilese kanı | İnsanım diye gezen pek çok kimse var; bunların içinde insana faydalı olanını ararsan, nerede. |
5100 | Kılur bir kişi miŋ kişiniŋ işin, üküş miŋ yumıtsa kılumaz anı | Bir insan bâzan bin kişinin işini yapar; bâzan binlerce insan toplanır ve bir kişinin işini göremez. |
5101 | Yana aydı ilig ay odğurmış a, bayat fazlı barça özüŋ bulmış a | Hükümdar devamla:—Ey Odgurmış, sen Tanrının bütün faziletlerini kendinde toplamış bir insansın — dedi — |
5102 | Atıŋka yaraşı kılınçıŋ bütün, tilekiŋ tükel bersü teŋri kutun | Tabiatin adına yakışır şekilde mükemmeldir; Tanrı seni mes'ûd etsin ve bütün arzularını yerine getirsin. |
5103 | Bayat bermişindin maŋa kıl ülüg, tirilsü köŋül bolsu nefsim ölüg | Tanrının sana verdiğinden bana da bir hisse ayır; gönülüm dirilsin ve nefsim ölsün. |
Odgurmış cevabı İligke | ODGURMIŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5104 | Yanut berdi odğurmış aydı ay beg, taçımnı körür sen kişi öggü teg | Odgurmış cevap verdi ve : — Ey hükümdar, insanlar benim görünüşümü öğerler; sen de ancak bu zahirimi görüyorsun — dedi — |
5105 | Kalı bildiŋ erse içim ay böke, bu kün sürgey erdiŋ meni miŋ söke | Ey kudretli insan, eğer içimi bir bilse idin, bana binlerce lanet edip, buradan kovardın. |
5106 | Maŋa at uruldı bu zâhid atı, bu atım maŋa boldı tâat yutı | Bana zahit adı takıldığından beri bu ad benim için bir felâket olmuştur. |
5107 | Meni alktaçı kör bu atım-turur, bu atım üçün nefs maŋa beg bolur | Beni mahveden bu adımdır; bu adımdan dolayı nefsim bana hâkim olmuştur. |
5108 | Kebit ked bezedim kişi körgüsi, asığ yok kebitte satığ belgüsi | İnsanların göreceği dükkânımı çok iyi süsledim, fakat burada kâr ve ticâretten eser yoktur. |
5109 | Taşın körmegil sen ay ilig kişig, kişiniŋ için kör yaşutluğ işig | Ey hükümdar, sen insanın dışına bakma; insanın içine, onun gizli emellerine bak. |
5110 | Neçe körklüg erse kağun taş yüzi, yıdı ya bedizi ya meŋzi tözi | Kavunun dışı, kokusu, şekli veya rengi ne kadar güzel olursa-olsun, |
5111 | İçinde tatığ bolmasa ol kağun, anı taştın atğu bolur ay sığun | içinde tadı yoksa, o kavunu kaldırıp atmak icap eder, ey dağ keçisi gibi çevik insan. |
5112 | Negü ter eşit emdi köŋli oduğ, içiŋni beze tutma taş sır boduğ | Dinle, şimdi uyanık insan ne der : içini süsle, dışını boyayıp-cilâlama. |
5113 | Kamuğ neŋ kötürgüsi içtin bolur, içi bolmasa taş yaramaz kalur | Her nesneyi yükselten şey onun içinden gelir; içi yoksa, dışı hiçbir işe yaramaz. |
İlig cevabı Odgurmışka | HÜKÜMDARIN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5114 | Yanut berdi ilig ayur ay süzük, içiŋ me taşıŋ birle barça tüzük | Hükümdar cevap verdi : — Ey saf gönüllü insan, senin için ve dışın her bakımdan iyidir — dedi — |
5115 | Özüŋ yük yinitti bu dünyâ kodup, ilindim men emdi ağır yük yüdüp | Bu dünyadan vaz geçmekle sen yükünü hafiflettin; ben ise, ona tutuldum ve ağır yük altına girdim. |
5116 | Bu dünyâ işi kıldı meşğul meni, bayat tapğıŋa öz tegümez kanı | Bu dünya işi beni meşgul etti; Tanrı ibâdeti nerede, ona artık vakit bulamıyorum. |
5117 | Maŋa öt erig bir tutunsu özüm, kutadsu sözüg çın süzülsü özüm | Bana öğüt ve nasîhat ver, ona göre hareket edeyim; sözüm saadet getirsin ve ben gerçekten ruhumu tasfiye edeyim. |
Odgurmış cevabı İligke | OGDURMIŞ'IN HÜKÜMDARA CEVABI | |
5118 | Yanut berdi odğurmış aydı beg e, kamuğ edgülükke sen edgün teg e | Odgurmış cevap verdi:—Ey hükümdar, her türlü iyiliğe sen iyilikle erişmeğe çalış — dedi — |
5119 | Bayat kullarında meniŋde yavuz, adın bilmegil sen ay bilgi ögüz | Ey bilgisi nehir gibi akan, bil ki, Tann kulları arasında benden kötü başka biri yoktur. |
5120 | Meniŋde yavuzrak bayatım kulı, men ök-men ay ilig tilese kalı | Ey hükümdar, Tanrının benden daha kötü kulunu istersen, o yine benim. |
5121 | Negü asğı bolğay meniŋ sözlerim, tusulğaymu erki saŋa ötlerim | Benim sözlerimin ne faydası olacaktır; acaba nasihatlerim sana faydalı olabilir mi. |
5122 | Yana men idimdin umınç kesmedim, yazuk yarlıkağlı ol ol bir idim | Buna rağmen, ben rabbimden ümidimi kesmedim; bütün günahları affeden o bir rabbimdir. |
5123 | Negü ter eşitgil yazukluğ kulı, yazukın bilip udri koldı tili | Günahlarını itiraf eden ve Tanrıdan afiv ve mağfiret dileyen günahkâr kul ne der, dinle. |
5124 | Yazukluğ cefâlığ kuluŋ-men otun, baka körse barça yazuk-men bütün | Ben senin günahkâr, cefakâr kulunum; iyice bakarsan, ben baştan ayağa günahım. |
5125 | Seniŋde adın yok sığınğu idim, yazukuın bağışla yölegil kutun | Senden başka sığınacak rabbim yok; günahımı bağışla ve saadet yolunda beni destekle. |
İlig cevabı Odgurmışka | HÜKÜMDARIN ODGURMIŞ'A CEVABI | |
5126 | Yanut berdi ilig ayur ay oduğ, bu kılkıŋ bodudı bu edgü boduğ | Hükümdar cevap verdi : — Ey uyanık insan, bu güzel vücûdu Tanrı bu güzel ahlâk ile süslemiştir — dedi — |
5127 | Özüŋni yavuzrak biliriŋ üçün, bodunda sen edgü bolur sen küçün | Kendini daha kötü olarak bildiğin için, ister-istemez, halkın en seçkini oluyorsun. |
5128 | Köŋül til arıttıŋ arıdı özüŋ, meni ötlegil bir tusulsu sözüg | Gönlünü ve dilini temizledin, kendin de temiz oldun; öğüt ver, ben de senin sözünden istifâde edeyim. |
5129 | Ay edgü kılıklığ bütün işi çın, maŋa öt erig ber bağırsaklıkın | Ey iyi tabiatli, inanılır ve işi doğru olan insan, bana acı, öğüt ve nasihat ver. |
5130 | Bayat berdi barça saŋa edgülük, bu edgü yolın aç maŋa ay külüg | Tanrı sana her türlü iyilikleri ihsan etmiş; ey namlı, bu iyilik yolunu bana da aç. |
5131 | Ay edgü kişi ötle emdi maŋa, yanut berge teŋri yarınlık saŋa | Ey iyi insan, şimdi bana öğüt ver; yarın Tanrı sana bunun ecrini ihsan eder. |