Ay-Toldı Hükümdara Devlet Sıfatını Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
XVI | Aytoldı İligke Devlet Sıfatın Ayur | Ay-Toldı Hükümdara Devlet Sıfatını Söyler |
657 | Küle aydı ay toldı uktı özüm, ayıttıŋ munı sen eşitgil sözüm | Ay-Toldı gülerek, dedi : — Evet, neyi sorduğunu anladım, izah edeyim. |
658 | Ukup kıldım emdi bu işlerni men, kerek erdi sen me munı uksa sen | Bütün bu işleri ben şimdi bilerek yaptım; çünkü senin de bu hareketlerimi anlaman lâzımdı. |
659 | Munu men me emdi saŋa keldüküm, meniŋ kılkım erdi bu körkittüküm | İşte, benim de şimii sana gelişim ve bu yaptığım hareketler benim yaradılışım icâbıdır. |
660 | Orun berdiŋ aşnu men oldurmadım, orun yok maŋa sen munı uk tedim | Sen önce bana yer gösterdin, ben oraya oturmadım. — Benim için yer yoktur, sen bunu anla ! — demek istedim. |
661 | Topık yerde urdum bu söz berkitü, özüm yaŋzağını saŋa körkitü | Söylediğimi teyit etmek ve neye benzediğimi sana göstermek için, yere bir top koydum. |
662 | Neteg kim orunsuz topık yuvlunur, anı teg me devlet özüm tegzinür | Düm-düz yerde top nasıl kendi kendisine yuvarlanırsa, saadet de öyledir; ben sıyrılıp, giderim. |
663 | Seve baktıŋ erse közüm yümdüküm, saŋa körkitür-men negü erdüküm | Sen sevgi ile bakınca, ben gözümü yummak suretiyle, sana nasıl olduğumu göstermek istedim. |
664 | Bu kün men me devlet karağu sanı, maŋa kim ilinse tutar-men anı | Bugün ben bir devletim, ben bir topa benzerim; kim bana yaklaşırsa, ben onu yakalarım. |
665 | Yana sözlediŋ sen yeme sözledim, seve baktıŋ erse yüzüm kizledim | Sen tekrar konuştun, ben de cevap verdim; sevgi ile bakınca, yüzümü sakladım. |
666 | Özüm körkitür öz kılınçın saŋa, ayur kılkım irsel ınanma maŋa | Bununla sana kendi tabiatimi göstermek ve : — Tabiatım kararsızdır, bana inanma : — demek istedim. |
667 | Negü ter eşit emdi türkçe mesel, başında keçürmiş bu kökçin sakal | Şimdi dinle, türkçe bir ata-sözü, başından çok şeyler geçmiş olan bu ak sakallı ne der. |
668 | Küvenme kıvı kutka kutluğ kişi, ınanma özüŋ kutka atlığ kişi | Ey devletli, sen bu boş devlete güvenme; ey namlı, sen bu devlete inanma. |
669 | Akar suv yorık til bu kut turmadı, ajun tezginürler yorıp tınmadı | Akar su, güzel söz ve devlet, bunlar durmadan, yorulup-dinlenmeden, dünyayı dolaşırlar. |
670 | İnançsız-turur kut vefâsız yayığ, yorırda uçar terk adakı tayığ | Saadete inanılmaz, o vefasız ve dönektir; yürürken, hemen uçar, ayağı kaygandır. |
İlig suali Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
671 | İlig aydı uktum açıldı sözüg, yazuk udri kolduŋ kutuldı özüŋ | Hükümdar şöyle dedi:—Anladım, sözün açıklandı: günâhının affını istedin ve kurtuldun. |
672 | Maŋa ayğıl emdi ne ol erdemiŋ, bedük sözledi söz bu öktem tiliŋ | Şimdi bana söyle, senin meziyetin nedir; bu pervasız dilin büyük sözler söyledi. |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
673 | Bu ay toldı aydı kör erdem üküş, meniŋdin tegir tegse erke ülüş | Ay-Toldı cevap verdi : — Meziyetim çoktur; insanlara kısmet gelirse, benden gelir. |
674 | Kılınçım oŋay körse yaşım kiçig, kamuğ beg bedükke meniŋdin keçig | Tabiatım yumuşak, dikkat edersen, yaşım da küçüktür; fakat bütün bey ve büyüklere giden yollar benden geçer. |
675 | Yüzüm körki körklüg ne kılkım silig, tilemiş tilekke yetürdüm elig | Yüzüm güzel, huyum mülayimdir; arzu edilen her şey benim elimin altındadır. |
676 | Özüm kayda bolsa kamuğ ârzûlar, meniŋ birle yügrür maŋa öz ular | Nerede olursam-olayım, bütün arzular benimle beraber yürür ve bana bağlanır. |
677 | Erej minde emgek meniŋdin tezer, sevinç minde sakınç maŋa yol azar | Huzur bendedir; mihnet benden kaçar; sevinç bendedir, üzüntü bana yol bulmaz. |
678 | Maŋa öznese kim üzelip ölür, maŋa kim boyun egse ârzû bulur | Kim bana kafa tutarsa, ıstırap içinde mahvolur; kim bana boyun eğerse, arzusuna kavuşur. |
679 | Urayın tegüçi özi ursukar, basayın tegüçi özi bassıkar | Beni vurmak isteyenin kendisi vurulur; beni ezmek isteyenin kendisi ezilir. |
680 | Muŋar meŋzetü keldi emdi bu söz, munı eştip uksu biliglig ked öz | Şu söz şimdi buna uygun düştü; bilgili ve iyi insan bunu dinlesin ve anlasın. |
681 | Bu kut kayda bolsa boyun bir yaraş, kalı öznese kutka kadğun küreş | Saadet nerede ise, ona boyun eğ ve kendini beğendir; devlete kafa tutarsan, üzüntü ile boğuşursun. |
682 | Bu kut kelse yalŋuk kutadur köni, tümen ârzû birle talulap yer aş | Saadet gelirse, insan hakikaten mesut olur; bütün arzularına kavuşur huzur içinde yaşar. |
İlig suali Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
683 | İlig aydı uktum bu erdemleriŋ, münüŋ barmu ayğıl bileyin seniŋ | Hükümdar şöyle dedi:—Bu meziyetlerini anladım; senin kusurun var mı; söyle, onu da bileyim. |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
684 | Bu ay toldı aydı maŋa yas kılur, münüm yok velikin kişiler ayur | Ay-Toldı şöyle cevap verdi : — Bana iftira ederler; kusurum yokken, kusurumun olduğunu söylerler. |
685 | Münüm bu meni yalŋuk irsel teyü, ayığlap yorırlar kişike ayu | Kusurum varsa, şudur: insanlar, kendi aralarında, beni dönek diye kötüler, dururlar. |
686 | Mün ermez maŋa kör bu irsellikim, yaŋı neŋ talular ma özke begim | Halbuki dönekliğim benim için bir kusur değildir; ben kendime dâima yeni ve taze şeyler seçerim. |
687 | Kamuğ eski neŋler irinçig bolur, irinçig yüki kör yirinçig bolur | Bütün eskimiş şeyler yıpranmış olur; yıpranmış şeylere tahammül etmek insana sıkıntı ve tiksinti verir. |
688 | Yaŋı neŋ bolurda bu eski nerek, talu neŋ bolurda yavuz ne kerek | Yeni şey varken, eskiye ne lüzum var; güzel şey varken, kötüye ne lüzum var. |
689 | Yaŋıda bolur körse barça tatığ, tatığnı tilep er kör emger katığ | Dikkat edersen, bütün zevkler yenide bulunur, zevk için de insan her zahmete katlanır. |
690 | Yayığ tep sökerler bu kılkım üçün, maŋa mün ururlar bu atım üçün | îşte bu tabiatım, için, dönek diye, bana söğerler ve bundan dolayı bana kusur isnat ederler. |
691 | Muŋar meŋzetü aydı alp er açuk, anıŋ manisi kör bu sözke tanuk | Bir kahramanın buna benzer ap-açık bir sözü vardır, onun mânası bu söylediklerime şahittir. |
692 | Törümiş neŋ erse yokalğu-turur, törütügli hâlik ne kolsa kılur | Yoktan var olan her şey tekrar yok olacaktır; yaratan Tanrı ne isterse, onu yapar. |
693 | Tiriglik tedüküŋ bu yel teg keçer, kaçar tutsa bolmaz anı kim bulur | Bu hayat dediğin yel gibi geçer; tutmak olmaz, kaçar; onu kim bulabilir. |
694 | Küvenme bu kutka kelir hem barır, ınanma bu devlet berür hem alır | Bu saadete güvenme, geldiği gibi gider; bu devlete inanma, verdiği gibi alır. |
695 | Yayığ ermez erse bu devlet özi, ne edgü neŋ erdi bu kut ay kozı | Ey kuzum, bu ikbâl ne güzel şey olurdu, eğer devlet dönek olmasa idi. |
696 | Kelip barmaz erse bu devlet yana, tünermegey erdi yarumış küne | Devlet gelip, tekrar gitmese idi, bu aydınlanmış olan gün tekrar kararmazdı. |
İlig suali Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
697 | İlig aydı uktum bu irsellikiŋ, erip kitgü yerde bolurmu bekiŋ | Hükümdar sordu : — Sebatsızlığının sebebini anladım; artık bırakıp gittiğin zaman seni alıkoymanın bir çâresi var mı? |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
698 | Bu ay toldı aydı meniŋ bu özüm, keyik teg-turur kılkı kestim sözüm | Ay-Toldı şöyle cevap verdi : — Kısaca benim kendim ve tabiatim bir geyiğe benzer. |
699 | Meni terk bulumaz tilegli seve, kalı bulsa tutmaz kılur terk yava | Seven ve isteyen beni kolay bulamaz; bulsa bile, tutamaz ve çabuk kaybeder. |
700 | Meni buldaçı er tutup beklese, kaçumaz-men andın söz aydım kese | Eğer beni bulan kimse tutup, bağlamağı bilirse, ben ondan kaçamam, bu muhakkatır. |
İlig suali Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
701 | Elig aydı ayğıl bu berkiŋ kayu, negü teg kişen ol seni berklegü | Hükümdar şöyle dedi: — Bağın nedir, söyle; seni nasıl bir köstek ile bağlamalıdır ? |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NİN HÜKÜMDARA CEVABI | |
702 | Bu ay toldı aydı maŋa berk kişen, bu bir kaç neŋ ol kör bereyin nişân | Ay-Toldı dedi : — Benim için bağ ve köstek olacak bir kaç şey vardır; bak, onları belirteyim. |
703 | Meni bulğuçı kılkı alçak kerek, köŋül kodkı til sözde yumşak kerek | Beni bulan kimse mütevâzi tabiatli, alçak gönüllü ve tatlı dilli olmalıdır. |
704 | Özini küdezse ayı ertmese, yavuz yunçığ işke yakın turmasa | Kendisini gözetmeli ve hiç bir zaman ifrata gitmemeli, kötü ve çirkin işlere yaklaşmamalıdır. |
705 | Teŋi birle tutsa tirilmiş neŋin, yorık tüzse kılkı kılınçı yaŋın | Toplamış olan malı yerine sarfetmeli; hayatını, işini, tavır ve hareketini düzenlemelidir. |
706 | Özinde uluğka tapuğ kılsa öz, özinde kiçigke süçig tutsa söz | Kendinden büyüğe saygı göstermeli; kendinden küçüğe ise, rifk ve şefkatle muamele etmelidir. |
707 | Kişig satğamasa küvezlik bile, basıtmasa özde kiçigke küle | Kibir ve gurur ile başkalarını incitmemeli, kendisini küçüklerin eğlence ve tahakkümüne bırakmamalıdır. |
708 | Yavalık bile borka baş sokmasa, yavalıkka boşlağ neŋin saçmasa | Boşu-boşuna kendisini içkiye vermemeli, boş yere malını saçıp, heba etmemelidir. |
709 | Oyunka katılmasa elgin tilin, könilik öze tutsa kılkı yaŋın | Eli ve dili ile oyuna karışmamalı, tavır ve hareketlerinde dürüst olmalıdır. |
710 | Yayığ kut kişeni bu neŋler-turur, bu yaŋlığ basa kutnı kaçmaz kalur | Dönek saadetin kösteği bunlardır; saadet bu şekilde bağlanırsa, kaçamaz, kalır. |
711 | Bu sözke tanukı bu şâir sözi, bu şâir sözi sözke kattı tuzı | Şâirin şu sözü buna şahittir; şâir sözü söze tuz katmıştır. |
712 | Keyik sanı devlet kişike tezig, kalı kelse bekle tuşa hem tizig | Saadeti insan için, ürkek bir geyik farzet; eğer gelirse, sıkı tut, ayağına köstek vur. |
713 | Tuta bilse devlet tezümez-turur, kalı tezse tegmez yana terk kezig | İnsan tutabilirse, saadet kaçamaz, kalır; eğer kaçarsa, sana sıra tekrar çabuk gelmez. |
İlig cevabı Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI | |
714 | İlig aydı uktum ayâ kut seni, katığ sevdim erdi irer sen meni | Hükümdar:—Ey saadet, seni anladım; seni çok sevmiştim, fakat sen benden ayrılmak istiyorsun — dedi — |
715 | Yayığlık yok erse bu irsellikiŋ, ne edgü iş erdi seniŋ kelmekiŋ | Bu karasızlığın ve bu hercâyiliğin olmasa idi, senin gelmen ne iyi bir iş olurdu. |
716 | Velikin yayığ sen özüŋ bi-vefâ, vefâ körkitür sen kılur sen cefâ | Fakat sen kararsız ve vefasızsın; kendini vefalı gösterir, fakat cefâ edersin. |
717 | Anada atada bağırsak bolup, ayada tutar sen küler yüz urup | Gün olur, anneden-babadan daha merhametli olursun; güler yüz göstererek, insanı el üstünde taşırsın. |
718 | Ara körmedük teg yüz evrer özüŋ, adınsığ bolur barça kılkıŋ sözüg | Gün olur, görmezlikten gelirsin, yüzünü çevirirsin; bütün tavrın ve sözün bir anda değişiverir. |
719 | Tirer sen yumıtsa saçar sen kamuğ, okır sen yüz ursa yapar sen kapuğ | Yığarsın; toplanınca, tekrar hepsini dağıtırsın; önce çağırırsın; fakat gelince, kapını kaparsın. |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
720 | Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, münüm erdemim barça aydım atı | Ay-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — kusur ve meziyetlerimin ne olduğunu hep söyledim. |
721 | Meni kim bulup berk tutayın tese, ayu berdim ol neŋni tutsun usa | Beni kim bulup, elinde sıkı tutmak isterse, gereken şeylerin hepsini saydım; elinden gelirse, tutsun. |
722 | Maŋa urmasa örk meni tuttaçı, keyik teg kaçar-men kim ol yetteçi | Beni tutan bana yular vurmazsa, ben geyik gibi kaçarım; bana kim yetişebilir. |
723 | Negü ter eşitgil sınamış karı, sınamış karılar sözi söz korı | Dinle, tecrübeli ihtiyar ne der; tecrübeli ihtiyarların sözü sözlerin mayasıdır. |
724 | Kelir kut tuta bilmese sen barır, berür neŋ yeyü bilmese sen alır | Saadet gelir; tutmasını bilmezsen, gider; mal verir; yemesini bilmezsen, alır. |
725 | Yayığ kutnı bulsa idi bekrü tut, kalı beklemese yana bardı büt | Kararsız saadeti bulursan, çok sıkı tut; eğer muhafaza altına almazsan, tekrar gideceğinden şüphe etme. |
726 | Kutadmış kişi kör sakınmış kerek, kamuğ teŋsiz iştin yıramış kerek | Saadete ermiş olan insanın ihtiyatlı olması ve bütün yakışıksız işlerden uzak durması gerektir. |
727 | Arığ bolsa özi yorısa köni, munıŋ bağı mundağ biliŋü munı | Kendisi temiz olmalı ve doğru yolda yürümeli; bunun bağı böyledir, bunu bilmelidir. |
İlig suali Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ | |
728 | İlig aydı uktum münüŋ erdemiŋ, bu ay toldı atıŋ ne ol bu seniŋ | Hükümdar : — Senin kusurunu ve meziyetini anladım, — dedi — senin bu Ay-Toldı adın ne demektir? |
729 | Negü ol munıŋ manisi ay maŋa, bileyin ukayın büteyin saŋa | Bunun mânası nedir, bana söyle; ben de bileyim, anlayayım ve sana güveneyim. |
Aytoldı cevabı İligke | AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI | |
730 | Bu ay toldı aydı meniŋ atımı, bügü meŋzetür ayka bu kılkımı | Ay-Toldı: — Benim adımı ve bu tabiatimi hakimler bir aya benzetirler — dedi — |
731 | Bu ay tuğsa aşnu idi az tuğar, küniŋe bedüyür yokaru ağar | Ay doğarken, önce çok küçük doğar; sonra gün geçtikçe büyür ve yükselir. |
732 | Tolun bolsa tolsa ajunka yarur, ajun halkı andın yarukluk bulur | Büyüyüp, dolun ay hâline gelince, dünyaya ışık saçar ve dünya halkı onun aydınlığından faydalanır. |
733 | Tükel bolsa kör ay bu ağsa ediz, yana irlü törçir kiter körk meŋiz | Ay büyüyüp, tamamlanarak, en yüksek noktaya çıkınca, tekrar eksilmeğe başlar ve güzelliği gider. |
734 | Yaruklukı eksür yana yok bolur, tuğar keçe azın yana ok tolur | Onun parlaklığı azalır ve sonunda kaybolur; sonra tekrar, küçük olarak, doğar ve yine büyür. |
735 | Meniŋ bu özüm me bu yaŋlığ-turur, ara bar bolur ma ara yok bolur | Benim de tabiatım bunun gibidir; bâzan var, bâzan da yok olurum. |
736 | Neçe yunçığ özke yüz ursa özüm, baru körki artar keser-men sözüm | Ne kadar düşkün olursa-olsun, ben bir kimseye teveccüh edersem, onun ahvâli, muhakkak, gittikçe düzelir ve güzelleşir. |
737 | Bayusa bedüse yadılsa çavı, kiter-men anıŋdın kiter yüz suvı | Zenginleşip, büyüyerek, şöhreti yayılınca, ben ondan uzaklaşırım; onun da itibarı gider. |
738 | Yana saçlur andın tirilmiş neŋi, söki teg bolur yandru kılkı yaŋı | Topladığı malı tekrar dağılır; onun ahvâli yine eskisi gibi olur. |
739 | Muŋar meŋzetü keldi şâir sözi, bu şâir sözi ol biligsiz közi | Buna benzer bir şâir sözü vardır; bu şâir sözü bilgisiz için bir gözdür. |
740 | Kelir kut kişike atı çavlanur, yaŋı ay teg artar yarukı tolur | İnsana saadet gelir, meşhur olur; yeni ay gibi, büyür ve parlaklığı artar. |
741 | Yayığ telve devlet köŋül bamağıl, tolun teg bu devlet yana irilür | Dönek ve deli saadete gönül bağlama; saadet dolun ay gibidir, tekrar küçülür. |
742 | Takı bir bu mani ayayın saŋa, eşitgil anı sen munu büt maŋa | Adımın başka bir mânasını daha söyleyeyim; şimdi bunu da dinle ve bana inan. |
743 | Bu ay ornı boldı evi münkalib, orunsuz bolur münkalib neŋ kılıp | Bu ay hep yerini, evini değiştirir; dâima yer değiştiren, ne yapsan, bir yere ısınmaz. |
744 | Bu ay burcı sertân bu ev evrilür, evi evrilür hem özi çevrilür | Ayın burcu Seretân'dır, bu ev döner; evi dönünce, kendisi de döner. |
745 | Kayu evke kirse bu ay terk çıkar, çıkarı üçün terk yatarın yıkar | Bu ay hangi eve girerse, oradan çabucak çıkar; çabuk çıkabilmek için de, yattığı yeri yıkar. |
746 | Meniŋ me özüm kör aŋar okşadı, ara kılkım ildi ara yokladı | Ben kendim de işte ona benzerim; gidişim kâh aşağıya, kâh yukarıya doğrudur. |
747 | Kelir-men barır-men yorır-men burun, ajunuğ kezer-men maŋa yok orun | Gelirim, giderim; ileriye doğru yürürüm; dünyayı dolaşırım, benim için yer-yurt yoktur. |
748 | Bu mani üçün atım ay toldı tep, atadı biliglig sözin yinçge yıp | Bundan dolayı âlim, ince bir nükte ile, bana Ay-Toldı adını vermiştir. |
749 | Munu men me devlet münüm erdemim, ayu berdim emdi igim hem emim | işte ben de saadetim ve şimdi bütün kusur ve meziyetlerimi, hastalığı ve ilâcını izah ettim. |
750 | Aça sözledim söz maŋa emdi büt, ıdayın tese ıd kalı tutsa tut | Sözümü açıkça söyledim, imdi bana inan; beni elden kaçırmak istersen, bırak; eğer tutmak istersen, tut. |
İlig cevabı Aytoldıka | HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI | |
751 | İlig aydı barça eşittim sözüg, yaruttı sözüg hem yaradı özüŋ | Hükümdar : — Bütün sözlerini dinledim — dedi— sözün beni aydınlattığı kadar, seni de beğendim. |
752 | Tiler erdim emdi seni teg kişi, bayat berdi ârzû ay erde başı | Ben de şimdi senin gibi bir insan arıyordum; ey insanların ileri geleni, Tanrı dilediğimi verdi. |
753 | Bayat kimke berse tilek ârzûsı, anıŋ şükri boldı yanut kılğusı | Tanrı birini dilek ve arzusuna kavuşturunca, karşılığında -onun da Tanrıya şükür etmesi gerekir. |
754 | Bu künde naru bu özüm tınmadın, munıŋ şükri kılğu kerek ermedin | Bugünden itibaren ben de durmadan, usanmadan, bunun şükrünü yerine getireyim. |
755 | Negü ter eşit emdi bilge tetig, özi bardı kodtı biziŋe bitig | Şimdi dinle, kendisi gitmiş, fakat bize eserini bırakmış olan zeki ve âlim insan ne der. |
756 | Şükür kıl ay nimet idisi unur, şükür kılsa nimet bayat arturur | Ey nimet sahibi olan muktedir kimse, şükür et; şükür edersen, Tanrı nimetini arttırır. |
757 | Bu nimet idisi unıtur özin, munıŋ şükri bilse evürmez yüzin | Bu nimet sahibi çok defa kendisini unutur; fakat şükür ederse, nimet ondan yüz çevirmez. |
758 | Az edgüke artuk üküş şükri kıl, üküş bolsa nimet anıŋ kadri bil | Az bir iyiliğe karşı çok şükür et; nimet çok olursa, onun kıymetini bil. |
759 | Şükür kılsa nimet biri on bolur, biri on bolup kör evi neŋ tolur | însan şükür ederse, nimetin biri on olur; biri on olur ve evi mal ile dolar. |
760 | İlig berdi alkış kör ay toldıka, ayur tünle kündüz maŋa tur baka | Hükümdar Ay-Toldı'yi öğdü ve : — Sen gece-gündüz benim hizmetimde bulun — dedi. |
761 | Telim neŋ tavar berdi ögdi üküş, ağırladı berdi kör altun kümüş | Çok mal, mülk verdi; onu çok öğdü; ona ihsanda bulundu, altın ve gümüş verdi. |
762 | Aŋar sözledi sözni barça ilig, anıŋdın tiledi kamuğ ög bilig | Hükümdar her işini ona danıştı, her işte onun fikrine ve bilgisine baş vurdu. |
763 | Kör ay toldı ma bu ağırlık bulup, tapındı bütün çın bağırsak bolup | Ay-Toldı da, bu itibâra lâyık olmak için, ona doğruluk ve dürüstlük ile candan hizmet etti. |
764 | Bir ança yorıdı sınadı ilig, kamuğdın tükel buldı bulmış erig | Hükümdar onu daha bir müddet tecrübe etti ve bulduğu insanın her keşten daha mükemmel olduğunu gördü. |