Çiftçiler İle Münâsebeti Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LVII | Tarığçılar Birle Katılmaknı Ayur | Çiftçiler İle Münâsebeti Söyler |
4400 | Tarığçı-turur kör takı bir kotu, kereklig kişiler-turur bu botu | Başka bir zümre de çiftçilerdir; bunlar da lüzumlu insanlardır. |
4401 | Bularnıŋ bile sen katıl hem karıl, boğuzdın sıŋar sen sakınçsız tiril | Sen bunlar ile de temas et, münâsebet kur ve böylece boğazın hususunda endişesiz yaşa. |
4402 | Kamuğ teprenürke bulardın asığ, tözüke tegir yem içimdin tatığ | Her canlı bunlardan istifâde eder; yemek-içmek zevkini her kese bunlar verir. |
4403 | Tüzü tın tokığlı açıp todğuçı, muŋar boldı muŋluğ tirig bolğuçı | Bütün canlılar, acıkan ve doyanlar, bütün yaşayanlar bunlara muhtacdırlar. |
4404 | Saŋa ma seziksiz kerek bu kişi, itilse anın ötrü boğuzuŋ işi | Boğazının ihtiyâcını te'min etmek için, şüphesiz, sana da bunlar lâzım olacaktır. |
4405 | Bularnıŋ bile me katıl ay kadaş, arığ bolğa boğuzuŋ halâl bolğa aş | Ey kardeş, bunlar ile de temas et ve münâsebette bulun; boğazın temiz kalır ve yiyeceğin halâl olur. |
4406 | Negü ter eşitgil sakınuk başı, kamuğ törlüg iştin sakınmış kişi | Her işinde tedbirli hareket eden, takva sahiplerinin ileri gelenlerinden olan insan ne der, dinle. |
4407 | Köni yol tutayın tese yinçgelig, boğuzuğ arıtğu ay kılkı silig | Çok ince olan bu doğru yolda yürümek istersen, ey temiz kalpli insan, önce yediğinin halâl olmasına dikkat et. |
4408 | Sakınuk bolayın tese belgülüg, boğuzka eginke halâl bir ülüg | Gerçekten takva sahibi olmak istersen, boğazının ve sırtının nasibi halâl olmalıdır. |
4409 | Çığay bolmayın bay bolayın tese, zinâ kılma hergiz katığlan usa | Fakirliğe düşmemek ve dâima zengin kalkmak istersen, hiç bir vakit zina etmemeğe gayret et. |
4410 | Ağırlık bulayın tese sen özün, fesâdka katılma ay kılkı tüzün | Kendin dâima itibarda kalmak istersen, ey yumuşak tabiatlı insan, hiç bir vakit fesada karışma. |
4411 | Fesâd ol buzuğlı tüpüg yıldızığ, fesâd ol buzuğlı bu edgü ızığ | Her şeyin aslını, esasını bozan fesaddır; her iyi izi ortadan silen fesaddır. |
4412 | Fesâddın kürer ol bulunmış kutuğ, fesâd tamdurur ol udunmış otuğ | Saadeti bulan kimse fesada yaklaşmaz, sönmüş olan ateşi fesad tutuşturur. |
4413 | İdi yakşı aymış kılınçı silig, bilig birle işke yetürmiş elig | işe bilgi ile el uzatan, temiz kalpli insan çok iyi söylemiş. |
4414 | Fesâd tegre turma yorıma yağuk, fesâd kayda bolsa uçuzluk anuk | Fesad etrafında dolaşma, ona yakın gitme; nerede fesad varsa, orada itibarsızlık hâzırdır. |
4415 | Fesâd birle devlet turumaz kaçar, kalı tursa taŋ yok tünerçe konuk | Saadet fesad ile bir arada duramaz, kaçar; onun ancak bir gecelik misafir olmasına hayret etmemelidir. |
4416 | Tarığçı kişiler bolur elgi keŋ, bayat bermişindin tutar köŋli keŋ | Çiftçilerin elleri geniş olur; Tanrının verdiğini geniş gönülle sarf ederler. |
4417 | Kamuğ teprenigli tüzü yer oŋı, yorığlı aşı ol uçuğlı meŋi | Her mahlûk kendi nasibini alır; yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar. |
4418 | Bularka katılğıl karılğıl özüŋ, tilin yakşı sözle açuk tut yüzüŋ | Sen de bunlara katıl ve münâsebet kur; onlara tatlı söz söyle ve güleryüz göster. |