Satıcılar İle Münâsebeti Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
LVIII | Satığçılar Birle Katılmaknı Ayur | Satıcılar İle Münâsebeti Söyler |
4419 | Munıŋda basası satığçı-turur, satığ birle tınmaz asığçı-turur | Bundan sonra gelenler-satıcılardır; bunlar durmadan ticâret yapar ve kâr peşinde koşarlar. |
4420 | Ajun tezginürler tirilgü tilep, ögi köŋli bütrü bayatka ulap | Akıl ve gönüllerini hep Tanrıya yönelterek, hayatlarını kazanmak için, dünyayı dolaşırlar. |
4421 | Olarka katılğıl keliş hem barış, negü kolsa bergil alış hem beriş | Onlara katıl, git ve onlar da sana gelsinler; ne isterlerse, ver; alışverişte bulun. |
4422 | Olarda bolur bu ajun ârzûsı, bodun körki üdrüm talu edgüsi | Halkın beğendiği ve bu dünyada arzulanan seçme, iyi ve güzel şeyler hep onlarda bulunur. |
4423 | Toğardın batarka yorıp tezginür, tilemiş tilekiŋ saŋa keldürür | Doğudan batıya kadar gezip, dolaşırlar ve arzu ettiğin şeyleri sana getirirler. |
4424 | Tümen tü ağılar ajun taŋsukı, olarda bolur ay biliglig akı | Ey bilgili cömerd insan, her türlü ipekliler, dünyanın nâdir şeyleri onlarda bulunur. |
4425 | Satığçı yok erse ajun kezgüçi, kaçan kedgey erdiŋ kara kiş eçi | Dünyayı dolaşan bu satıcılar olmasa idi, kara samur kürkü ne zaman giyerdin. |
4426 | Hıtay arkışı kesse arkış toğı, kayun kelgey erdi tümen tü ağı | Hıtay kervanları yolları toz-dumana boğmamış olsalar idi, bu çeşitli ipekliler nereden gelirdi. |
4427 | Satığçı yorımadı erse kezip, közün kim körür erdi yinçü tizip | Satıcılar gezip-dolaşmamış olsalar idi, bu inci dizilerini kim seyreredebilirdi. |
4428 | Saka barsa mundağ bu yaŋlığ telim, uzun bolğa söz tep tireldi tilim | Böyle sayarsan, buna benzer şeyler pek çoktur; sözü uzatmamak için, burada kesiyorum. |
4429 | Bu yaŋlığ bolur bu satığçı kamuğ, katılğıl olarka açuk tut kapuğ | Bütün satıcılar hep böyle olurlar, onlara katıl ve kapını her vakit açık tut. |
4430 | Katığlan olarığ idi edgü tut, seniŋ atıŋ edgün yırak barğa büt | Onlara karşı çok iyi muamelede bulunmağa gayret et; senin adın da iyilikle uzaklara gider, buna şüphe etme. |
4431 | Bular ol ajunda kör at eltgüçi, isiz edgü erse anı yadğuçı | Dünyanın her tarafına adını ulaştıran bunlardır; iyi olsun, kötü olsun, adını dünyaya bunlar yayarlar. |
4432 | Saŋa az üküş neŋ törü kılsalar, yanut kılğu ötrü sevinç bulsalar | Sana az veya çok, bir şeyler hediye ederlerse, karşılığını vermek suretiyle, sen de onları sevindirmelisin. |
4433 | Asığ yasta yinçge bolur kılkları, katılsa munı ked küdezip yorı | Kâr ve zarar hususunda çok hassas olurlar; onlar ile iş görürken, bu hususa çok dikkat etmelisin. |
4434 | Negü ter eşitgil ajun kezmiş er, başında keçürmiş telim körmiş er | Dünyayı gezmiş, bir çok şeyler görmüş-geçirmiş insan ne der, dinle. |
4435 | Ajunda atıŋnı yadayın tese, ümeg edgü tutğıl katığlan usa | Dünyaya adını yaymak istersen, mümkünse, yolculara iyi muamelede bulunmağa gayret et. |
4436 | Çavıkmak tilese özüŋ belgülüg, satığçıkaedgü yanut kıl ülüg | Sen gerçekten meşhur olmak istersen, satıcılara iyi muamele et ve onların haklarını ver. |
4437 | At edgü tilese ödür ay urı, ümeg arkışığ edgü tutğıl yorı | Ey oğul, sen iyi nâm kazanmak istersen, yolcu ve kervanlara karşı her vakit iyi hareket et. |
4438 | Bu yaŋlığ katılğıl satığçı bile, tiril edgü atın sevinçin küle | Satıcılara karşı işte böyle muamele et ve iyi ad kazanarak, sevinç ve huzur içinde yaşa. |