Kutadgu Bilig
Öğdülmiş İn Geçen Hayatına Acıyarak Tövbe Ettiğini Söyler
Eski Türkçe aslı Günümüze aktarımı
LXXIII Öğdülmiş Keçmiş Tiriglikke Açip Tevbeka Oğramışın Ayur Öğdülmiş İn Geçen Hayatına Acıyarak Tövbe Ettiğini Söyler
5632 Ayur-men yorıdım osalın küle,  tiriglik yava boldı ğaflet bile Öğdülmiş : — Ben gaflet içinde kendimi mes'üd sandım; bu gaflet içinde hayatım heder oldu — dedi —
5633 Tiriglik küçi bardı mendin kitip,  tayak tuttı elgim bu tirgin atıp Yaşama kudreti beni terketti, uzaklaştı; ben bu zindeliği bırakıp, elime deynek aldım.
5634 Ökündi ayur bardı isiz künüm,  tiriglik tükedi kararur tünüm Peşıman oldu ve : — Ah, ne yazık ki, günlerim geçti; ömrüm tükendi, gecem artık kararmaktadır — dedi —
5635 Yedi ârzû nimet özüm udlayu,  tirildim hem ud teg bilü bilmeyü Ben, öküz gibi, heves ve nimet yedim; bilerek-bilmeyerek, bir öküz gibi yaşadım — dedi.
5636 Ayur-men yorıdım osalın küle,  künümni keçürdüm yavalık bile Sonra devam etti: — Ben gaflet içinde kendimi bahtiyar zannettim; günlerimi boşu-boşuna geçirdim.
5637 Yegitlik küçi bardı mendin kite,  açır-men yegitlikke küyüp tüte Gençlik kuvveti beni terkederek, uzaklaştı; bu giden gençliğime acıyor ve yanıp-tutuşuyorum.
5638 Tiriglik uçuktı yağudı ölüm,  ölümke itig yok ya ötkü yolum Hayat nihayet sonuna geldi, ölüm yaklaştı; ölüme karşı bir çâre olmadığı gibi, ondan kurtulacak bir yol da yoktur.
5639 Saçım boldı suŋkur tüsi teg şeşüt,  sakal boldı yazkı kelef teg orut Saçım, sungur rengi gibi, kır oldu; sakalım yazdan kalmış kuru ota döndü.
5640 Otuz iki tişim ürüŋ yinçüler,  üzüldi yipi kör saçıldı birer Otuz iki dişimin, bu beyaz incilerimin, ipi koptu ve onlar da birer birer döküldü.
5641 Körür erdi közler bu künlük yerig,  tünerdi körümez katında erig Gözlerim bu güneşli yer yüzünde her şeyi görürdü; şimdi gözlerime karanlık çöktü, önündeki insanları bile göremez oldu.
5642 Yırak eştür erdi kulak tutsa ma,  bu kün boldı elgin özüm imleme İyice dinlersem, uzaklardan duyardım; bugün ben artık insanlar ile ancak işaretle anlaşır oldum.
5643 Kara erdi kuzğun tüsi teg başım,  kuğu kondı başka yetildi yaşım Başım, kuzgun gibi, siyah idi; şimdi başıma kuğu kondu, yaşım da çok ileriledi.
5644 Özüm yanğu boldı bayatka bu kün,  yazuklar üçün yığlasa-men ünün Bugün artık Tanrıya rücû edecek zamanım geldi; günahlarım için, feryâd ederek, ağlamalıyım.
5645 Özüm yanğu boldı bayatka turup,  yazuklarka udri tilese kolup Artık kalkıp, Tanrıya dönmeliyim; günahlarım için, tövbe ve istiğfar etmeliyim.
5646 Özüm kodsa emdi yarağsızlarığ,  körigül bulğanuktın süzülse arığ Benim artık faydasız şeyleri bırakmam ve gönlümü mâsivadan temizlemem lâzımdır.
5647 Özi tevbekılmak tiledi turup,  bayatka sığınsa yazukın kolup Öğdülmiş böylece tövbe ve istiğfar ederek, Tanrıya sığınmak istedi.
5648 Yana saknu aldı ayur ivmeyin,  iveklikte yas ol anı kılmayın Fakat birden bire durup, düşündü ve : — Acele hareket etmemeliyim; çünkü acele etmek zararlıdır; bunu yapmamalıyım — dedi —
5649 Eŋ aşnu bu işke keŋeşgü kerek,  yarağsıznı özdin kemişgü kerek ilk önce bu iş için istişare etmem ve zararlı olan şeylerden vaz geçmem lâzımdır.
5650 Keŋeş birle kılğu kerek iş bilip,  ökündi keŋeşmegli işte ulıp Her işi bilerek ve danışarak yapmalıdır; danışmayan her kes işinde zarar görmüş ve sonunda peşiman olup, inlemiştir.
5651 Negü ter eşitgil kişi tildemi,  kamuğ kılğu işke keŋeş ol emi Dinle, Tanrıdan insanlara haber getiren nebine der: her yapılacak işe meşveret ile çâre bulunur.
5652 Keŋeşgü kerek öz yakınka keŋeş,  keŋeş birle itlür kamuğ törlüg iş insan her işini yakını ile danışmalıdır; her türlü iş danışma yolu ile halledilir.
5653 Keŋeşse oŋarur kişi öz işi,  ökünçlüg bolur kin keŋeşmez kişi insanisinde ancak danışmak suretiyle muvaffak olur; danışmayan kimse sonunda peşiman olur.
5654 Barayın-men emdi kadaşım tapa,  keŋeyin aŋar-men bu iş ay apa Ben şimdi kardeşimin yanına gideyim ve bu işi onunla istişare edeyim.
5655 Yarağlığ tese-men kılayın bu iş,  yarağsız tese kalsunı bu keŋeş O da mâkûl görürse, ben bu işi yaparım; eğer mâkûl görmezse, bu işten vaz geçerim.
5656 Kişi öz işin öz bilümez körüp,  adınka ayıtğu kerek eştürüp İnsan kendisi kendi işini iyice bilemez; onu başkasına danışarak yapmak faydalı olur.
5657 Keŋeşse keŋür ol kişike bilig,  keŋeşke bilig kirse yetlür elig Danışırsa, insanın bilgisi genişler; eğer bu danışmaya bilgi de katılırsa, o iş, tereddütsüz, elde edilir.
5658 Negü ter eşitgil keŋeşür kişi,  keŋeşin eter ol kişi öz işi İstişare eden insan ne der, dinle; insan kendi işini istişare ile yoluna koyar.
5659 Negü iş kıluruŋ kişike keŋeş,  keŋeşmez kişini adaş tutma eş Ne gibi bir iş yapmak istersen, onu başkalarına danış; danışmayan kimseye karışma, ondan uzak dur.
5660 Kayu işke tegse keŋeş ötrü kıl,  tilemiş tilekke keŋeşin teŋeş Her hangi bir işe girişmek istersen, önce istişare et; dilek ve arzularını istişâre ile yerine getir.
5661 Keçe yattı erte turup yundı kör,  atın mindi ilig tapa bardı kör Gece yattı, sabah kalkıp, âbdest aldı; atına binip, saraya gitti.
5662 Yorıp kirdi ilig tapa yol kolup,  orun berdi ilig ağırlap körüp Müsâade isteyip, hükümdarın huzuruna girdi; hükümdar ona iltifat ederek, yer gösterdi.
Öğdülmiş suali İligke ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA SUÂLİ
5663 İligke ötündi ayur-men bu kün,  kadaşımka barğum kelir örtügün Hükümdara arzetti ve: —Ben bugün kardeşimi şöyle bir ziyaret etmek istiyorum — dedi —
5664 Kalı yarlıkasa barayın naru,  ziyâret kılıp terk yanayın berü Müsade ederseniz, oraya gideyim; ziyaret edip, çabucak buraya dönerim.
İlig cevabı Öğdülmişke HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
5665 İlig aydı barıl meniŋdin selâm,  tegürgil aŋar sen ay bilgi tamâm Hükümdar : — Git, ona benden de selâm götür, ey bilgisi kâmil insan — dedi —
5666 Unıtmasunı ol duâda meni,  bayatka uladukta sırrın köni Sırrını doğruca Tanrıya ulaştırdığı vakit, duada beni de unutmasın.
5667 Bayattın kolu bersü yazuklarım,  duâ birle bolğay keçürgey kerim Günahlarımın affını Tanrıdan niyaz eylesin; belki kerîm rabbim beni duâ sayesinde beni affeder.
5668 İlel tep turup çıktı ögdülmişe,  eviŋe kelip tüşti yazdı kaşa Öğdülmiş "baş üstüne!" diyerek, kalkıp çıktı ve sevinç içinde evine döndü.
5669 Ajun kırtışı boldı altun öŋi,  yaşık zaferân kıldı yâkût öŋi Dünya yüzü altın rengine girdi; güneş yakut rengini safrana çevirdi.
5670 Kalık tügdi kaşın tünertti yüzin,  tutup badı barça kişiler közin Gök kaşlarını çattı, yüzünü kararttı; bütün insanların gözünü tutup bağladı.
5671 Namâz kıldı yattı töşekke kirip,  bir ança udıdı ol ança erip Öğdülmiş namazını kıldıktan sonra, yatağa, girdi; bir müddet düşünerek, uyanık kaldı, sonra bir parça daldı.
5672 Bir ança udıdı bir ança oduğ,  kopa keldi saknu toğa keldi toğ Bir az uyudu, tekrar bir müddet uyanık yattı; düşünceleri onu bırakmadı, tekrar kalktı.
5673 Töşek koldı yattı udıdı uzun,  beliŋlep odundı özi yalŋuzun Tekrar yattı ve uzun bir müddet uyudu; kendi-kendine ürkerek, birden uyandı.
5674 Yumulmadı yandru ikile közi,  oduğ yattı saknu irikti özi Düşünceler içinde bir daha gözlerini kapatamadı; uyuyamadı ve kendisini çok yalnız hissetti.
5675 Baka kördi öŋdün kara kuş toğup,  kopa keldi yerdin yalın teg bolup Dikkat etti, önce Müşteri yıldızı kalkıp, alev gibi, yerden yükselmeğe başladı.
5676 Yarudı basa yıldrık adğır bile,  tizildi erentir özin belgüle Sonra Aygır ile Yıldırık yıldızları parladı, bunlara bir de Erentir katıldı; bu yıldızları kendine işaret bil.
5677 Sükiç koptı örlep kalıkka ağip,  ünün sumlıdı sûri ibri okıp Seher kuşu kalktı ve göğe doğru yükseldi; Mezamir okur gibi, yabancı bir dilde ötmeğe başladı.
5678 Kötürdi yaşık baktı maşrık tapa,  körür ağdı yerdin yokarı kopa Başını kaldırdı ve şarka doğru baktı, güneşin yerinden kopup, yükselmeğe başladığını gördü.
5679 Butıklandı yerde yokaru sata,  kalık meŋzi boldı yalın teg ota Yerden yukarıya doğru mızraklar budaklandı; gök yüzü ateş ve alev hâline geldi.
5680 Sevüg külçirer teg yarudı ajun,  sakınç kısğa boldı sevinçler uzun Dünyanın yüzü, sevgilinin gülümsemesi gibi, parladı; kederler dağıldı ve sevinçler başladı.
5681 Yana turdı yundı namâzın kılıp,  atın mindi tağka yüz urdı yelip Öğdülmiş yerinden kalktı, âbdest aldı ve namazını kıldı; atına binip koşturarak, dağa doğru koyuldu.
5682 Tekip tüşti akru tokıdı kapuğ,  kadaşı kapuğ açtı kodtı tapuğ Oraya varınca, atından indi ve yavaşça kapıyı vurdu; kardeşi ibâdeti bırakıp, kapıyı açtı
5683 Selâm kıldı ötrü kör ögdülmişe,  yanut berdi yandru kör odğurmışa Öğdülmiş ona selâm verdi, Odgurmış da buna mukabelede bulundu.
5684 Turup kirdiler evke alşıp elig,  kadaşı ayıttı kör açtı tilig Müsâfaha ederek, birlikte eve girdiler, kardeşi söz açarak, ona sordu.
Odgurmış suali Öğdülmişke ODGURMIŞ'IN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
5685 Ayur ay kadaşım kalı keldiŋ ay,  saŋa tuşğalı men takı keçmez ay Ey kardeşim, niçin geldin, söyle; seninle buluşalı henüz bir ay bile geçmedi — dedi —
5686 Tüşükrek körür-men seniŋ köŋlüŋi,  sarığrak körür-men kızıl meŋziŋi Senin gönülünü bir az düşük gürüyorum; penbe yüzünü de daha sararmış buldum.
5687 Negü kadğu tegdi ne erki hâlıŋ,  maŋa sözlegil söz sen açğıl tiliŋ Başına ne gibi bir derd geldi, neyin var, bana" söyle, izah et.
Ödgülmiş cevabı Odgurmışka ÖĞDÜLMİŞ'İN ODGURMIŞ'A CEVABI
5688 Yanut berdi ögdülmiş aydı kadaş,  okun urdı üdlek köŋül kıldı baş Öğdülmiş cevap verdi ve : — Kardeşim zemâne ok ile beni vurdu, gönlümü yaraladı — dedi —
5689 Üd üdlek yarutsa berip öt erig,  köŋül ölmiş erse bolur tep tirig Eğer zemâne öğüt ve nasihati ile gönülü aydınlatırsa, o gönül ölmüş olsa bile, yeniden dip-diri olur.
5690 Udımış bu köŋlüm özüm ğafleti,  meni odğuru berdi üdlek öti Gaflet yüzünden bu gönlüm uyumuş idi; bu zemâne nasihati beni uyandırdı.
5691 Köŋül közi birle bakıp teŋledim,  özüm yolda azmış turup taŋladım Gönül gözü ile bakarak, şöyle bir denedim ve doğru yoldan ayrılmış olduğumu hayretle gördüm.
5692 Tiriglik uçuktı yüküm ağrudı,  yazuktın özüm boldı yanğu üdi Hayat sonuna geldi, yüküm ağırlaştı; benim artık günahlardan tövbe etme zamanım geldi.
5693 Kişi tapğı kıldım tiriglik ıdıp,  bayat tapğı kaldı usandım udıp Hayatım boyunca insanlara hizmet ettim; bu ihmâl ve gaflet uykusu içinde Tanrıya ibâdet geri kaldı.
5694 Kelü berdi dünyâ tiriglik barır,  tiriglik tüker kör bu dünyâ kalır Mâsivâ karşıma çıktı; hayat ise, gitmektedir; hayat tükenir, fakat bu dünya kalır.
5695 Tiriglik üçün men tiledim ajun,  tiriglik tükedi nerek bu otun Ben dünyayı hayat için arzulamıştım; hayat tükendi, bu değersiz dünyanın şimdi ne lüzumu var.
5696 Keçer uş munukı bu künki künüm,  bulurmu özüm bu keligli tünüm İşte bu bugünkü günüm geçmektedir, acaba ben o gelecek gecemi kazanabilecekmiyim.
5697 Saçım boldı yazkı kelef teg orut,  sakal boldı suŋkur tüsi teg şeşüt Saçım, bahar kelef otu gibi, kurulaştı; sakal ise, sungur tüyü gibi, alaca oldu.
5698 İtiŋü kerek-men yarınkı itig,  itilse yarınkı işim ay tetig Ey zeki insan, yarınki işimin arzu ettiğim şekilde olması için, benim bugünden hazırlık yapmam lâzımdır.
5699 Muŋar meŋzetü keldi emdi bu söz,  bu söz işke tutğıl ayâ köŋli tüz Buna benzer şöyle bir söz vardır; ey temiz kalpli insan, bu söze göre hareket et.
5700 Bu keçmiş tiriglikke öknür özüm,  neçe erki kalmış künüm ay yüzüm Ben bu geçmiş hayata peşımanım; ey güzel yüzlüm, acaba bundan sonraki günlerim nasıl geçecektir.
5701 Yava bardı isiz yegitlik küni,  yava barmasu bu keligli tünüm Gençlik günlerim boşuna geçti ve yazık oldu, bari o gelecek gecelerim heder olmasın.
5702 Yarın bolğu işke bu kün it itig,  maŋa mundağ aydı biliglig tetig Yarın için bugünden hazırlık gör; bilgili ve zeki insan bana böyle söyledi.
5703 Bu kün it usanma bu tapğun işig,  bu kün itse itlür yarınkı itig Gafil olma, bu ibâdet işini bugün yap; bu işi bugün yaparsan, yarın için hazırlık görülmüş olur.
5704 Yedim içtim ud teg yorıdım yava,  açıp suvsatayın munı men eve Öküz gibi yedim, içtim ve ömrümü boşuna geçirdim; vakit geçmeden, vücûdu riyâzâta çekmeliyim.
5705 Üküş ârzû nimet yeyü semridi,  bu kün arğurayın yetildi üdi O pek çok arzu ve nimetlere nail oldu ve semirdi; artık vakti geldi, bugün onu zayıflatmalıyım.
5706 Telim yattı inçin tilekçe turu,  bu kün tursu emdi adakın örü istediği gibi hareket ederek, huzur içinde çok yattı; bugünden itibaren artık ayak üzere dursun.
5707 Hasım kıldı özke kalın köp kişig,  sevinçlig kılayın iteyin işig O bir çok insanları kendisine düşman etti; ben artık iyilikler yaparak, onları tekrar memnun etmeliyim.
5708 Elig til uzattım kişike telim,  anıŋ udri kılsu bu kün bu tilim insanlara karşı pek çok el ve dil uzattım; bugün dilim bunlardan istiğfar etmelidir.
5709 Kişig satğayu men yorıdım üküş,  özüŋ satğayın men ay erde küsüş Ben insanları çiğneyerek, çok dolaştım; ey insanların azizi, artık kendimi ayak altına almalıyım.
5710 Kürek men idimdin küremiş otun,  kamuğ öz yazukka kömüldi bütün Ben bir kaçağım, rabbimden kaçmış bir âsîyim; bütün varlığım boyunca günâha batmıştır.
5711 Bu kün tevbe birle yanayın mene,  idimdin bu udruğ kolayın mene Bugün ben tövbe ederek, ona rücû ve rabbimden bunun affını niyaz etmeliyim.
5712 Ölüm tutmaz erken kılayın tapuğ,  ölüm tutsa kalgay tapuğlar kuruğ Ölüm henüz yakama yapışmadan, ibâdet ile meşgul olmalıyım; ölüm bir kere yakaladı mı, artık ibâdet mümkün olmaz.
5713 Negü ter eşit tıŋla bilgi batığ,  saŋa ötler emdi ay köŋli katığ işit, derin bilgili insan ne der, dinle; ey haşîn gönüllü insan, işte sana nasihat veriyor.
5714 Ölümde oza yan özüŋni yığ a,  ölüm tutsa öknüp asığ kılmağ a Ölüm gelmeden Allaha yönel, kendini topla; ölüm yakalayınca, peşimanlık fayda etmez.
5715 Ölümüg unıtma anun tevbeka,  usanma ölüm kelge tutğa yaka Ölümü unutma, tövbeye hazırlan; gafil olma, ölüm gelir ve yakana yapışır.
5716 Yegitlik üdinde yetürgil tapuğ,  karılık yetilse barır küç kamuğ İbâdeti gençlik çağında yerine getir; ihtiyarlık gelince, insanın kuvveti kalmaz.
5717 Tiriglik küsüş tut eve kıl tapuğ,  ölüm tutmaz erken baka tur oduğ Hayatı aziz bil, ibâdete acele et; ölüm henüz yakalamadan, uyanık dur ve dikkatli ol.
5718 Ölüm tutmaz erken oduğ bol sakın,  ölüm tutsa asğı bulumaz bakın Ölüm henüz yakalamadan, uyanık ol, dikkat et; ölüm yakalayınca, bak, bundan bir fayda gelmez.
5719 Men emdi saŋa keldim andın turup,  bu işke keŋeş ber idi ked körüp Ben şimdi oradan kalkıp, sana geldim; iyice düşünerek, bu hususta bana yol göster.
5720 Bağırsak kadaşım sen emdi maŋa,  yarağı negü ol ayu ber toŋa Sen benim candan bağlı kardeşimsin; ey kahraman, söyle, ne yapmak lâzımdır.