Kutadgu Bilig
Saadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin Dönekliğini Söyler
Eski Türkçe aslı Günümüze aktarımı
XX Kut Kıvılkın Devlet İrsellikin Ayur Saadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin Dönekliğini Söyler
1045 Tükel buldı ay toldı ârzû tilek,  kıvı kut karıp yıktı arka yölek Ay-Toldı arzu ve dileğini tam elde ettiği zamanda, süreksiz saadet ihtiyarladı; ona arka ve destek olan şeyleri birer-birer yıktı.
1046 Yeme yakşı aymış biliglig bügü,  tükel bolsa nimet bulumaz yegü Bilgili hakîm de buna uygun bir söz söylemiştir : —Nimet tam olunca, insan yiyecek bir şey bulamaz.
1047 Takı munda yegrek bilig sözlemiş,  tükel bolsa nimet tüker yaş temiş Yine bu hususta bilgilinin daha iyi bir sözü vardır : — Nimet tam olursa, insanın ömrü tükenir — der.
1048 İdi yakşı aymış biliglig sözi,  bu bilge sözi ol biligsiz közi Bilgili çok iyi bir söz söylemiş; âlimin sözü, bilgisiz için, göz olur.
1049 Enigli ağar ol ağığlı ener,  yaruğlı tunar ol yorığlı tınar inen yükselir, yükselen iner; parlayan söner ve yürüyen durur.
1050 Ne kim işler erse tükelin küder,  tükegli tükese enişke yanar Her şey kendi kemâlini bekler; tam kemâle erişince, tekrar zevale başlar.
1051 Bu ay toldı buldı tilekin tükel,  tüketti tiriglig turu kaldı mâl Bu Ay-Toldı her isteğine kavuştu; ömrünü tamamladı, malı-mülkü kaldı.
1052 Yana irlü kirdi bu tolmış ayı,  kadır kışka yandı yarumış yayı Dolun ayı tekrar küçülmeğe başladı; parlak yazı sert kışa döndü.
1053 Yaraşık tadular karıştı için,  küçendi biri tuttı bastı üçin Ahenk içinde bulunan unsurlar arasında fesat.baş gösterdi; biri tahakküm etti, diğerlerini bastırdı.
1054 Tadu tegşürüldi aşı boldı yeg,  ağır boldı köŋli katığ tuttı ig Unsurların durumu değişti; yiyeceği çiğ geldi, gönülünü bir sıkıntı kapladı ve ağır bir hastalığa tutuldu.
1055 Tadu artadı kör küçi eksüdi,  kağıl teg köni bod egildi kodı Unsurlar bozuldu, kuvveti azaldı; dik vücûdu, yaş söğüt dalı gibi, büküldü.
1056 Tutup çaldı yerke ağır ig kelip,  töşekke kirip yattı muŋluğ ulıp Ağır hastalık geldi; onu tutup, yere vurdu; acılar içinde inleyerek, yatağa düştü.
1057 Otaçı tirildi tamur kördiler,  ol ig kem ne ermiş ayu berdiler Etrafına tabipler toplandı, nabzına baktılar; bu hastalık ve rahatsızlığın ne olduğu hakkında fikirlerini söylediler.
1058 Kayu aydı kan tutmış emdi munı,  aça bergü ekhel akıtğu kanı Biri:—Şimdi bunu kan tutmuş, damarını açmak ve kan akıtmak lâzımdır — dedi.
1059 Kayu aydı ötrüm içürgü kerek,  özi katmış emdi boşutğu kerek Biri:— Müshil içirmeli; kabız olmuş, şimdi onu boşaltmak gerek — dedi.
1060 Kayusı soğık itti kattı cülâb,  kayu kıldı berdi kereklig şerâb Biri şerbet hazırladı ve gül-suyu kattı; biri lüzumlu gördüğü bir içki yapıp verdi.
1061 Ot em kalmadı kör neçe kıldılar,  yaraşık ne erse anı berdiler Yapmadıkları tedavi, vermedikleri ilâç kalmadı; faydalı gördükleri her şeyi verdiler.
1062 Asığ kılmadı künde arttı igi,  koradı küçi künde yetti ögi Fakat hiç bir fayda etmedi; hastalığı günden-güne arttı, kuvveti günden-güne azaldı ve gittikçe şuurunu kaybetti.
1063 Negü ter eşitgil sakınuk kişi,  sakınuk kişi ol kişiler başı Takva sahibi insan ne der, dinle; takva sahibi olanlar, dâima ileri gelen insanlardır.
1064 Kerek kat şelişe kerek tiryâk et,  kerek matrıdus kat ya çurnı ögit ister selise kat, ister tiryak yap; ister matrıdus karıştır, ister müshil ver.
1065 Kerek tut otaçı kerek erse kam,  ölüglike hergiz asığ kılmaz em İster tabip getir, ister kam; ölmekte olana hiç bir ilâç fayda vermez.
1066 Osal bolmağıl ay tirig boldaçı,  tirig bolduŋ erse özüŋ öldeçi Ey hayatta olan, gafil olma; bugün dirisin, fakat bir gün muhakkak öleceksin.
1067 Bu ay toldı hâlin eşitti ilig,  ölüm tutğakı ig tegürmiş elig Hükümdar Ay-Toldı'nın hâlini işitti; ölümün öncüsü olan hastalık onu eline geçirmişti.
1068 İlig aytu keldi bu ay toldını,  kelip kördi ilig yatur hâlini Hâlini sormak için, hükümdar Ay-Toldı'ya geldi; onun yataktaki hâlini gördü.
İlig suali Aytoldıka HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
1069 Ayıttı ilig emdi köŋlüŋ neteg,  negü ol igiŋ emdi udkuŋ neteg Hükümdar sordu : — Nasılsın, bu hastalığın nedir; uykun nasıl ?
Aytoldı cevabı İligke AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
1070 Bu ay toldı aydı ay ilig kutı,  meni tuttı ol ig aŋar yok otı Ay-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — beni devası olmayan bir hastalık yakaladı.
1071 Tolu erdi ayım irildi tolu,  talu erdi kılkım barır bu talu Ayım dolun ay idi, küçüldü; güzel bir şekil ve şemâyilim vardı, o güzellik şimdi elden gidiyor.
1072 Sevinçin tuğar erdi toğmış künüm,  künüm batğalır teg yarumaz tünüm Güneşim sevinç içinde doğardı, şimdi batmak üzeredir; gecem artık aydınlanmayacak.
1073 Küvençlik tiriglik kötürdi özin,  yayığ dünyâ mendin evürdi yüzin Güvendiğim hayat ortadan kayboldu, kararsız dünya benden yüzünü çevirdi.
1074 Sevinç ârzû nimet turu kalğalır,  sakınç kadğu mihnet maŋa kelgelir Sevinç, arzu ve nimetleri geride bırakıp, endişe, kaygı ve mihnetlere doğru gitmek üzereyim.
1075 Munu adrılur-men seniŋdin bu kün,  ulıyu barır-men ökünçün muŋun işte bugün senden ayrılıyorum; peşimanlıkla ve ıstırapla inleyerek, gidiyorum.
1076 Negü ter eşitgil bügü el begi,  bodun başlağuçı kişide yegi Halkın başında bulunan ve insanların iyisi olan, hakîm il beyi ne der, dinle.
1077 Ne edgü neŋ erdi bu devlet kelip,  yana barmaz erse tilekçe yelip Gelen devlet insanların istedikleri gibi hareket etse ve tekrar geçip gitmese idi, ne iyi olurdu.
1078 Ne yakşı neŋ erdi bu beglik işi,  ölüm tutmaz erse yorısa kişi Ölüm olmasa ve insan baki kalsa idi, beylik ne güzel bir şey olurdu.
1079 Ne körklüg kün erdi yegitlik küni,  karılık yok erse yorısa köni insan ihtiyarlamayıp dâima aynı kalsa idi, bu gençlik günleri ne hoş olurdu.
İlig cevabı Aytoldıka HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI
1080 İlig aydı ay toldı kodğıl bu söz,  bu söz sözlemegil ayâ köŋli tüz Hükümdar : — Ay-Toldı, bu sözleri bırak — dedi— ey temiz kalpli, böyle sözler söyleme.
1081 Kişi barça igler kör edgü bolur,  saŋa yalŋuz ermez bu ig ay unur Her kes hastalanır, bakarsın, tekrar iyileşir; ey kudretli insan, bu hastalık yalnız senin için değildir.
1082 Nelük tilde körksüz yorır bu sözüg,  nelük köŋlüŋi artatur sen özüŋ Niçin böyle nahoş şeyler söylüyorsun; niçin böyle maneviyâtını bozuyorsun.
1083 Saŋa emdi avnıp yorır erdi öz,  maŋa titgü teg sen adın boldı söz Ben hayatımda seninle teselli buluyordum, şimdi sözün değişti; bu sözlerin bana üzüntü veriyor.
1084 Bayat edgü kılğay bu söz sözleme,  tügün urma otun meniŋ köŋlüme inşallah Tanrı seni iyi edecektir; böyle sözler ile yüreğimi dağlama.
Aytoldı cevabı İligke AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
1085 Bu ay toldı aydı ay ilig kutı,  bu igke emi yok tileme otı Ay-Toldı dedi:—Ey devletli hükümdar, bu hastalığa deva yoktur, ilâcını arama.
1086 Kayu kim tuğar erse ölgü kerek,  kayu neŋ ağar erse ilgü kerek Doğan her kes ölmeğe, yükselen her şey düşmeğe mahkûmdur.
1087 Ağışka eniş ol edizke batığ,  sevinçke sakınç ol açığka tatığ Her yokuşun bir inişi, her tepenin bir çukuru, her sevincin bir kederi ve her acıya karşı bir lezzet vardır.
1088 Yana ma saŋa aydım uş bu sözüm,  kılınçım yayığ tep ne irsel özüm Benim dönek huylu ve kararsız olduğumu ben sana vaktiyle söylemiştim.
1089 Meniŋ kılkımı aydım erdi saŋa,  köŋül bamağu erdiŋ emdi maŋa Bununla da sana kendi mâhiyetimi anlatmıştım; bana gönül bağlamamalı idin.
1090 Barır-men muŋar sen sizik tutmağıl,  toğuğlı kim ölmez tese bütmegil Ben gidiyorum, sen bundan hiç şüphe etme; doğan bir kimsenin ölmeyeceğini söylerlerse, inanma.
1091 İnançsız teme emdi sökme meni,  ınanç kılmağa dünyâ kodğa seni Sana güvenilmez —diye, şimdi bana söğme; dünyaya da güvenme, o da seni bırakacaktır.
1092 Cefâ kıldı tep sen ilenme maŋa,  meniŋde cefâçı bu dünyâ saŋa Cefa etti— diye, sen beni ayıplama; sana benden daha çok cefa eden bu dünyadır.
1093 Usanma ölür sen meniŋde basa,  ınanma bu dünyâka bütme usba Gafil olma, benden sonra sen de öleceksin, bu dünyaya inanma, elinden gelirse, ona güvenme.
1094 Ağırladıŋ erdi tapuğsuz meni,  tapuğ yetrümedim ay ilig kanbı Ey sultanım, sana daha hizmet etmeden, sen beni ağırlamıştın; fakat ben bu hizmeti nerede yerine getirebildım.
1095 Tilek ârzûn ermez meniŋ ölmekim,  bu kün bolmış ermez kelip barmakım Benim ölümüm kendi isteğim ile değildir; gelip-gıtme bugün olan bir şey değildir.
1096 Üzelü barır-men öz erksiz bolup,  kutulğu yerim yok tiriglik bulup Ben, elimde olmayarak ve istemeyerek, gidiyorum; çünkü ölümden kaçıp-sığınacak bir yerim yoktur.
1097 Yok erdim törütti igidti meni,  kiçig oğlan erdim bedütti meni Yok idim, Tanrı beni yarattı ve yetiştirdi; küçük çocuk idim, o beni büyüttü.
1098 Yalıŋ yüzlüg erdim bütürdi sakal,  kara kuzğun erdim kuğu kıldı çal Tüysüz idim, sakal bitirdi; kuzgun gibi kara idim, kuğu gibi beyaz yaptı.
1099 Bodum erdi ok teg egildi bodum,  tiriglik tükedi yetildi üdüm Boyum ok gibi idi, büküldü; ömür tükendi, vaktim geldi.
1100 Yine yakşı aymış bügü bilgi keŋ,  eşitgil munı sen ayâ kızğu eŋ Bilgisi geniş hakîm yine iyi söylemiş; ey mes'ûd insan, sen bunu dinle.
1101 Kayu başka kirse kuğu kırtışı,  kuğu teg ürüŋ kılğu köŋlin kişi Artık başında kuğu rengi beliren insan gayret etmelidir ki, gönülü de kuğu gibi ak olsun.
1102 Kimiŋ egri bolsa köni tal bodı,  köni kılğu köŋlin yetildi üdi Kimin düz fidan gibi boyu bükülürse, artık onun gönülünü doğrultma vakti gelmiştir.
1103 Ürüŋ boldı erse kara saç sakal,  anunğu busuğçı ölümke tükel Kara saç ve sakal ağarınca pusuda yatan ölüme iyice hazırlanmak lâzımdır.
1104 Muŋar meŋzetü aydı şâir bu söz,  eşitgil munı sen ayâ edgü öz Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; ey iyi insan, sen bunu dinle.
1105 Kara saç ürüŋi ölümdin yumuş,  kılur ol tirigke tiriglik küsüş Kara saçın ağarması ölümün işaretidir; o yaşayana hayatın kıymetini arttırır.
1106 Tü nimet yediŋ me tiriglik yediŋ,  ölüm yer seni sen usanma üküş Çok nimete nail oldun ve hayatı tattın; unutma ki, yakında seni de ölüm yiyecektir.
İlig cevabı Aytoldıka HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI
1107 İlig aydı ay toldı ivme serin,  ig ol bu yazuklarka yulğı yarın Hükümdar dedi:—Ey Ay-Toldı, acele etme, sabırlı ol; hastalık yarın günahların kefareti olacaktır.
1108 Ölür erdi erse kamuğ iglegen,  kişi kalmağay erdi rûzi yegen Bütün hasta olanlar ökelerdi, dünyada rızık yiyecek insan kalmazdı.
1109 Bayat edgü kılğay bu igdin seni,  köŋülüŋ çökürme sen inç yat köni Tanrı bu hastalıktan seni kurtaracaktır; gönlünü çökertme, müsterih ol.
1110 Duâ kıldı ilig kör açtı tilig,  şifâ koldı rabdın kötürdi elig Hükümdar duâ etti; elini kaldırarak, Tanrıdan şifâ diledi.
1111 Turup çıktı andın sakınçın tügük,  kelip karşıka kirdi köŋli tüşük Hükümdar kaygı ve üzüntü ile kalkıp, oradan çıktı; üzgün-üzgün dönüp, saraya girdi.
1112 Çığayka üledi üküş neŋ tavar,  asığ kılğamu tep sakındı aŋar Belki ona faydası olur — diye düşündü ve fakirlere sadaka olarak, çok eşya ve mal dağıttı.
1113 Asığ kıldı erse ölümke kümüş,  kümüş kılğay erdi er özke yuluş Ölüme karşı gümüş fayda etse idi, insan gümüşü kendisine fidye yapardı.
1114 Ölümke yuluş kıldı erse kişi,  yulup ölmegey erdi elçi başı insan ölüme karşı fidye verebilse idi, hükümdarlar fidye verir ve ölümden kurtulurlardı.
1115 Bu ay toldınıŋ kör igi ağrudı,  umınçsız bolup cândın elgin yudı Ay-Toldı'nın hastalığı ağırlaştı ve ümidini keserek, canından elini yudu.
1116 Ökündi ayur ay tiriglik isiz,  yavalıkka ıdtım isiz körk bediz Peşiman oldu ve:— Ey hayat, ey güzellik, ne yazık ki, sizi boşuna harcadım — dedi —
1117 Tiriglik keçürdüm osallık bile,  yegitlikni ıdtım yavalık bile ömrümü gafletle geçirdim, gençliğimi boşu-boşuna sarfettım.
1118 Küremiş kürek erdi uş bu özüm,  ecel tuttı eltür ne asğı sözüm Ben hayata kaçmış bir kaçak idim; şimdi ecel beni yakaladı ve geri gönderiyor; sözün ne faydası var.
1119 Ajun mâlı terdi özüm suklukun,  kalır neŋ barır-men bu kün yoklukun Aç gözlüllük ile dünya malını topladım; mal kalıyor, ben ise, bugün her şeyi bırakıp, yokluk içinde gidiyorum.
1120 Elig til uzun kıldım erdi üküş,  ölüm keldi tuttı tınım kıstı uş Çok defa başkalarına elimi ve dilimi uzattım; işte ölüm geldi, yakaladı ve nefesimi kesti.
1121 Bu yaŋlığ ökündi üküş yığladı,  ökünçi ölümke asığ kılmadı Böylece çok nedamet getirdi ve çok ağladı; fakat peşımanlığı ölüm karşısında fayda etmedi.
1122 Ne muŋluğ-turur bu apa oğlanı,  tilek teg bulumaz tiriglik küni Bu insan oğlu ne kadar âcizdir; ömrünü dilediği gibi geçiremez.
1123 Tilek bulsa bolmaz tiriglik yegü,  tirig bolsa bulmaz tilek ay bügü însan dileğine kavuşsa, yaşamasını bilmez; yaşasa da, dileğine kavuşamaz, ey hakîm.
1124 Az edgüke tegse unıtur özin,  yaşıl kökte üstün yorıtur sözin Bir ara rahata kavuşsa, kendisini unutur; emrinin mâvî göklerin üstünde hüküm sürdüğünü zanneder.
1125 Ağırlıkka tegse küvez kür bolur,  ölüm tutsa odlur ökünçün ölür Bir az itibar kazanırsa, mağrur ve kabadayı olur; ölüm yakaladığı zaman da, süklüm-püklüm onun arkasından gider ve peşimanlık içinde ölür.
1126 Yese todsa kılkı bolur buğrağu,  kalı karnı açsa bilip yer ağu Yiyip, karnı doydumu, deve aygırı kesilir; eğer karnı acıkırsa, bile-bile zehir yer.
1127 Sakınçka sızar kör erejke irer,  severin bulur bulsa terkin yirer Kederden zayıflar, rahattan usanır; sevdiğini bulur, bulunca, çabuk yerer.
1128 Ökündi bu ay toldı tındı uluğ,  ayur-men yitürdüm könilik yoluğ Bu Ay-Toldı da peşiman oldu, uzun müddet sustu; sonra şöyle dedi: — Ben doğru yolu kaybetmişim.
1129 Nelük tirdim erdi bu altun kümüş,  nelük kılmadım men çığayka ülüş Niçin bu altın-gümüşü topladım, niçin bunları yoksullara dağıtmadım.
1130 Nelük kodtum erki bu edgü işig,  nelük söktüm erki yazuksuz kişig Ah, sanki niçin bu iyi işi bıraktım; sanki niçin bu günahsız insanlara kötü sözler söyledim.
1131 Burun ıdğum erdi kamuğ edgülüg,  asığ kılğay erdi yarın belgülüg Bütün iyiliklerimi önceden göndermeli idim; bunlar bana yarın muhakkak faydalı olurdu.
1132 Negü asğı bar bu ökünçüm bu kün,  ölüm tuttı kesti bu söz birle ün Bugün bu peşimanlığımın ne faydası var; ölüm yakaladı, sözümü ve sesimi kesti.
1133 Negü ter eşitgil yiti közlüg er,  kişike bağırsak köni sözlüg er Bak, keskin gözlü, doğru sözlü ve merhametli insan ne der.
1134 Tüzü tın tokırka ölüm bir kapuğ,  kirür bu kapuğka yorığlı kamuğ Bütün canlılar için ölüm bir kapıdır; yürüyenlerin hepsi bu kapıdan geçer.
1135 Negü ol tiriglik negü ol ölüm,  kayudın kelir-men kayuka yolum Hayat nedir, ölüm nedir; nereden geliyorum, nereye gidiyorum?
1136 Nelük toğdum erki yana ölgeli,  nelük küldüm erki sığıt körgeli Ölecek olduktan sonra, sanki niye doğdum; ağlayacak olduktan sonra, sanki niye güldüm.
1137 Ajunda ölümdin katığrak kayu,  toğuğlı kişi öldi mundağ ayu Dünyada ölümden daha güç ne var ! — Her doğan insan böyle diyerek ölür.
1138 Muŋar meŋzetü aydı şâir sözi,  munıŋ manisi uksa açlur közi Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; bunun mânasını anlayan kimsenin gözü açılır.
1139 Negü bar ajunda ölümdin katığ,  ölümüg sakınsa kiter miŋ tatığ Dünyada ölümden daha ağır ne var; ölümü düşünürsen, bütün zevkler kaybolur, gider.
1140 Ölüm bir teŋiz ol uçı yok tüpi,  baka körse yetrü tüpi yok batığ ölüm uçsuz-bucaksız bir denizdir; iyice dikkat edersen, dipsiz bir çukurdur.
1141 Ölümni biligli usansa özün,  ölüm tutsa asğı bulunmaz sözün Ölümü bilen onu bilmezlikten gelirse, ölüm yakalayınca, bunu söylemekten bir fayda çıkmaz.
1142 Erejlerke avnıp osal bolğuçı,  ölüm tutsa odlur yetilmez küçi Dünya zevkleri ile oyalanarak, gaflet edenler, ölüm yakalayınca, uyanırlar; fakat artık ellerinden bir şey gelmez.
1143 Üküş neŋke todmaz közi suk kişi,  ecel tutsa öknür itümez işi Çok mal aç gözlüyü doyurmaz; ecel gelince, peşiman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz.
1144 Yayığ kutka avnıp küvenür kür er,  yağız yer katında yürekin yerer Mağrur insan dönek devletle avunarak, ona güvenir; fakat kara toprak altında peşimanlıkla yüreğini parçalar.
1145 Sevinçlerke avnıp üküş külgüçi,  sığıtka anuŋu ayâ ölgüçi Ey fâni insan, dâima sevinç içinde avunup-gülen kimseler ağlamalara hazır olmalıdırlar.
1146 Negü ter eşitgil ukuşluğ bilir,  bu söz işke tutsa kör asğı alır Akıllı ve bilgili insan ne der, dinle; buna göre hareket edenler bundan istifâde ederler.
1147 Yarınlık orun edgü kolsa özün,  isiz kılmasunı bu iki ajun Kim âhiretini mâmur etmek isterse, her iki dünyayı harap etmesin.
1148 İsiz kılmağıl sen ay kılkı tüzün,  bu kün edgü kılğıl kılınçın sözün Ey yumuşak huylu insan, kötülük etme; hem hareketin, hem de sözün ile bugün iyilik et.
1149 Bu ay toldı öknüp üküş yığladı,  ökünçi bu yerde asığ kılmadı Ay-Toldı peşiman olup, çok ağladı, fakat bu hâlinde peşimanlığı fayda etmedi.
1150 Çığayka üledi kör altun kümüş,  kadaşlarka kıldı kumaru üküş Fakirlere altın-gümüş dağıttı; akrabalarına çok öğüt ve nasihatlerde bulundu.
1151 Közin kökke tikti ayur ay idim,  seniŋde adın men idi bilmedim Gözünü göğe dikti ve : — Ey rabbim, ben senden başka bir tanrı tanımadım — dedi —
1152 Törüttüŋ igidtiŋ bedüttüŋ meni,  seniŋ fazlıŋ erdi bilir-men munı Yarattın, yetiştirdin ve beni büyüttün; biliyorum ki, bu senin fazıl ve keremin ile oldu.
1153 Saŋa tapnur erdi meniŋ bu özüm,  munukı ecel tuttı kesti sözüm Ben sana bütün bu varlığım ile tapınıyordum; işte ecel geldi, sözümü kesti.
1154 Kutulğu yerim yok yetürdüm bilig,  seniŋ rahmetiŋ tutsu emdi elig Sığınacak yerim yok, artık bir şey bilmiyorum; senin rahmetin benim yardımcım olsun.
1155 Otunluk bile kıldım isiz üküş,  tüzünlük bile sen keçür ay küsüş Küstahlıkla bir çok kötülükler yaptım; ey aziz olan rabbim, sen beni rahmet ve şefkatin ile af ve mağfiret et.
1156 Yavalıkta keçti tiriglik isiz,  süre ıdtım üd kün bu beglik isiz Hayatım, yazık ki, beyhude geçti; vaktimi ve beylik zamanımı, yazık ki, boşuna harcadım.
1157 Sözin kesti ança sakındı turup,  akıttı közün yaş kör oğlın körüp Sözünü kesti ve bir müddet durup, düşündü; fakat oğlunu görünce, tekrar gözünü yaş bürüdü.