Kutadgu Bilig
Ay-Toldı'nın Oğlu Öğdülmiş'e Nasihat Verdiğini Söyler
Eski Türkçe aslı Günümüze aktarımı
XXI Aytoldı Oğlı Öğdülmişke Pend Bermişin Ayur Ay-Toldı'nın Oğlu Öğdülmiş'e Nasihat Verdiğini Söyler
1158 Bir ök oğlı erdi bu ay toldınıŋ,  kiçig erdi yaşı uş ol oğlınıŋ Bu Ay-Toldı'nın bir tek oğlu vardı bu çocuğun yaşı henüz küçük idi.
1159 Atı erdi ögdülmiş aslı arığ,  yüzi körklüg erdi me kılkı arığ Adı Ögdilmiş idi; soyu temiz, yüzü güzel ve huyu iyi idi.
1160 Okıdı bu oğlın öziŋe yakın,  tutup kuçtı közde akıttı akın Oğlunu yanına çağırdı; tutup kucakladı ve gözünden sel gibi yaş akıttı.
1161 Ayur emdi oğlum barır-men munu,  saŋa kaldı ornum barı neŋ unu işte, oğlum—dedi—şimdi ben gidiyorum; bak, evim-barkım, malım-mülküm sana kalıyor.
1162 Sen erdiŋ maŋa köz yarukı tükel,  barır-men seniŋdin esen edgü kal Sen benim gözümün nuru idin, şimdi senden ayrılıyorum, sen sağ ve esen kal.
1163 Yeme yakşı aymış bu türk buyrukı,  körür köz yarukı oğul kız okı Bir türk veziri de çok güzel söylemiş:— Oğul-kız, hakikatte, gören gözün nurudur — demiştir.
1164 Oğul kız sakınçı bu tüpsüz teŋiz,  oğul kız sarığ kıldı kızğu meŋiz Oğul-kız derdi dipsiz bir denizdir; oğul-kız al yanağı soldurur.
1165 Kimiŋ boldı erse oğul kız kisi,  negü teg kelir ol kişiniŋ usı Bir kimsenin karısı ve oğlu-kızı varsa, o adam nasıl rahat uyuyabilir.
1166 Oğul kızda ötrü ata yer etin,  oğul kız atamaz atası atın Oğul-kızdan dolayı baba dâima eziyet çeker; fakat oğul-kız babasının adını dahi anmaz.
1167 Bu ay toldı aydı eşit ay oğul,  sözümni unıtma maŋa tut köŋül Ay-Toldı dedi :— Ey oğul, sözümü unutma, bunu can kulağı ile dinle.
1168 Meni kör ata erdim emdi saŋa,  atım erdi ay toldı bak kör maŋa Dikkat et, ben senin baban idim, adım Ay-Toldı idi; şimdi hâlime bak.
1169 Tirigliki toldı bu ay toldınıŋ,  ökünçün ulır kör asığ yok anıŋ Ay-Toldı'nın artık hayatı doldu; bak, şimdi nedametle inliyor, fakat bunun faydası yoktur.
1170 Süçig bu tiriglik açığ bu ölüm,  anundı kanı emdi kaçğu yolum Bu hayat tatlı idi, ölüm acıdır; ölüm yakaladı, bundan kaçış yolu nerede.
1171 Avındım bu dünyâka köŋlüm berip,  vefâ kılmadı kör meniŋdin irip Bu dünyaya gönülümü vererek, avundum; bak, o benden usandı, bana vefa göstermedi.
1172 Meni ardı dünyâ okıdı seve,  köŋül berdim erse irikti ive Dünya beni aldattı; severek, yanına çağırdı; ona gönül verdim, fakat benden çabuk bıktı.
1173 Cefâ kıldı dünyâ karıdı bu kut,  seni armasunı munu sözke büt Dünya cefa etti, bu saadet ihtiyarladı; bu söze inan, seni de aldatmasın,
1174 Kereklig işim barça yerde kodup,  kereksizni kıldım havâka udup Bütün lüzumlu işleri olduğu yerde bıraktım; nefse uyarak, lüzumsuz işler ile uğraştım.
1175 Tüpi yel keçer teg tiriglik keçip,  asığsız ulır-men özümke açıp Hayat, bir kasırga gibi, geçti, gitti; şimdi hâlime acıyarak, boş yere inliyorum.
1176 Orunçun ya mâlın itilmez işim,  elig tuttaçı yok bu kün bir kişim Rüşvet veya mal ile işim düzeltilemez, bugün elimden tutacak kimsem yoktur.
1177 Negü ter eşitgil odulmış kişi,  ölümüg ukup yetrü bilmiş kişi Gaflet uykusundan uyanmış ve ölümün ne olduğunu iyice anlamış olan insan ne der, dinle.
1178 Bügü bilgi kitti ölümüg körüp,  ukuşluğ ögi yitti ögsüz bolup Ölümü görünce, hakimin bilgisi gitti, akr Ilının aklı kayboldu ve akılsız kaldı.
1179 Ne yavlak neŋ ol bu ölüm tarmakı,  ne yavlak erür bu kişig urmakı Bu ölüm pençesi ne kötü bir şeydir; onun insana çarpması ne kadar fena oluyor.
1180 İtiglig sarâyığ buzuğlı ölüm,  kamuğ yumğılarığ saçığlı ölüm Süslü ve mâmur sarayları viraneye çeviren ölümdür; bütün cemiyetleri darma-dağın eden ölümdür.
1181 Muŋar meŋzetü aydı şir ayğuçı,  okığıl munı sen ayâ bilgüçi Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; ey anlayan insan, sen bunu oku.
1182 Negü bar ajunda aŋar hilesiz,  negü hile bar kim aŋar çâresiz Dünyada ne var ki, ona karşı bir tedbir bulunmasın; ne tedbir var ki, ona karşı bir çâre bulunmasın.
1183 Kamuğ neŋke hile itig çâre bar,  meger bu ölümke ölüm hilesiz Her şey için bir tedbir, usûl ve çâre vardır; fakat ölüme karşı yoktur, ölüm çaresizdir.
Öğdülmiş suali Aytoldıka ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
1184 Eşitti oğul kör atası sözin,  til açtı ataka evürdi yüzin Oğlu babasının sözünü dinledikten sonra, yüzünü ona doğru çevirerek, söze başladı.
1185 Ayur ay atam bir sözüm bar saŋa,  anı aytayın men ayu ber maŋa Ey baba — dedi—sana bir suâlim var; onu sorayım, sen cevâbını bana ver.
1186 Bu dünyâ içinde tirildiŋ üküş,  bilig bildiŋ erdem okıdıŋ ukuş Bu dünyada çok yaşadın, bir çok bilgi edindin; fazilet ve meziyetler elde ettin.
1187 Ayıttuŋ eşittiŋ yeme ögrenü,  sınayu tirildiŋ kamuğnı körü Sordun, öğrendin; her şeyi görüp anlayarak, tecrübe ederek yaşadın.
1188 Negü erse barmu ölümke itig,  anı utru tutğıl ay bılge tetig Ölüme karşı her hangi bir çâre var mı? eğer varsa, ey zeki âlim, ölüme karşı o çâreye baş vur.
1189 Eger hile çâre yok erse adın,  kamuğ neŋ hazine ülegil barın Eğer başka bir tedbir ve çâre yoksa, bütün malını ve hazîneni, hepsini dağıt.
1190 Hazine bu neŋ bola başka yuluş,  esen bol yana bolğa altun kümüş Hazîne ve mal baş için fidye olabiliyorsa, sen sağ ol, altın-gümüş tekrar yerine gelir.
1191 Negü ter eşitgil közi tok kişi,  tuz etmek idisi akı er başı Gözü tok, başkaları üzerinde tuz-ekmek hakkı olan, cömertlerin namlısı ne der, dinle.
1192 Üle neŋ kişike yitür hem içür,  seni neŋ keçürgey sen anı keçür Malını insanlara dağıt, yedir ve içir; mal seni kullanacağına, sen onu kullan.
1193 Esenlik kerek erke neŋ eksümez,  tiriglik kerek kuşka meŋ eksümez İnsana esenlik gerek, mal eksik olmaz; kuş için hayat gerek, yem eksik olmaz.
1194 Tirig bolsa yalŋuk tileki anuk,  et öz baş esen bolsa ârzû yağuk insan hayatta oldukça, dileğini elde edebilir; başı, vücûdu sağ oldukça, her isteğine kavuşabilir.
Aytoldı cevabı Öğdülmişke AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
1195 Yanut berdi ay toldı aydı oğul,  eşitgil sözümni bu iştin tüŋül Ay-Toldı cevap verdi:— Ey oğul, sözümü dinle bu işten vaz geç.
1196 Ölümke asığ kılmaz altun kümüş,  ölümüg tıdumaz bilig ya ukuş Ölüme karşı altın-gümüş fayda etmez; ölüme bilgi ve akıl da mâni olamaz.
1197 Ölümüg tıdar erse dünyâ neŋi,  yulup ölmegey erdi begler begi Ölümü dünya malı önleyebilse idi, beylerin beyi ölmez idi.
1198 Hakimlerke hikmet asığ kılmadı,  bügülerke bilgi elig tutmadı Hakimlere hikmetleri fayda etmedi; bilginlere bilgileri yardım etmedi.
1199 Ölümke asığ kıldı erse ot em,  otaçı turu kalğay erdi ulam Ölüme karşı ilâç ve deva fayda etse idi, tabipler ebediyen hayatta kalırlardı.
1200 Ölüm yüz kılur erdi erse körüp,  ağır savcılar kalay erdi turup Ölüm karşısındakilere göre muamele etse idi, mübarek peygamberler ölmemiş olurlardı.
1201 Toğuğlı tirigler ölümke sanı,  ölümke toğuğlı tirig kim kanı Doğan her canlıyı ölecek bil; ölmek için doğanlardan diri kalan hani, kim var.
1202 Tüşün ol bu dünyâ keligli keçer,  yegen yel büke teg yer erken açar Bu dünya bir konak yeridir, gelen geçer; o her şeyi yiyen büyük bir ejderha gibi, yedikçe acıkır.
Öğdülmiş cevabı Aytoldıka ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA CEVABI
1203 Eşitti kör ögdülmiş aydı ata,  idi ked ukulmış ölümüg yete Öğdülmiş dinledi ve : — Ey baba — dedi — ölümün dâima seni takip ettiğini iyice bildiğin hâlde,
1204 Negülük usandıŋ tiriglik ıdıp,  negüke ilenür sen emdi ulıp Niçin ona göre hareket etmedin ve neden şimdi inleyerek, onu çekiştiriyorsun ?
1205 Nelük tirdiŋ erdi bu kalğu neŋiŋ,  negüke ülemediŋ artğu neŋiŋ Geride kalması mukadder olan malı niçin topladın; ihtiyacından artan malı niçin başkalarına dağıtmadın?
1206 Tirilse osal bolsa yalŋuk özün,  ökünsü öziŋe ilensü sözün însan gaflet içinde yaşarsa, peşıman olması ve kendisini suçlu bulması lâzımdır.
1207 Bu kün öknüp asğı negü ay ata,  başın yerke çalsa ulıp miŋ kata Ey baba, bugün peşiman olmanın ve inleyerek, başını yerden-yere vurmanın ne faydası var?
Aytoldı cevabı Öğdülmişke AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
1208 Bu ay toldı aydı ay oğlum eşit,  meni kör usanma yarınlık iş et Ay-Toldı dedi : — Ey oğlum, dinle; bana bak, sen gafil davranma, âhiret işini yoluna koy.
1209 Osallık meni alktı öknür özüm,  odunğıl osal bolma körklüg yüzüm Gaflet beni mahvetti, ben peşimanım; sen uyanık dur, gafil olma, ey güzel yüzlüm!
1210 Toğuğlı neçe tuğdı ölgü üçün,  neçe barmasa eltür âhır küçün Ne kadar doğan varsa, ölmek için doğmuştur; ne kadar dirense de, sonunda zorla götürürler.
1211 Ölügli kişi barça üdke tutuğ,  yetilse üdi kör maŋıtmaz butuğ Ölecek insanların hepsi zamana rehindir; vakti gelince, bak, bir adım bile atamaz.
1212 Muŋar meŋzetü aydı şâir tili,  tükel söz-turur bu ukulsa kalı Şâirin buna benzer bir sözü vardır; eğer anlaşılırsa, mükemmel bir sözdür.
1213 Kamuğ neŋke vakt ol küni belgülüg,  nefes tın tokırka sanı belgülüg Her şeyin bir vakti vardır, günü bellidir; nefes alıp-vermenin sayısı bellidir.
1214 Yıl ay kün keçer teg tiriglik keçer,  keçer kün keçürgey seni belgülüg Yıl, ay ve gün nasıl geçiyorsa, hayat da öyle geçer; geçip-giden günler seni de muhakkak alıp-götürecektir.
1215 Yana aydı ay toldı kör ay oğul,  ne hâlin barır-men meni kör odul Ay-Toldı sözüne devam etti ve: — Ey oğul — dedi — ben ne hâlde gidiyorum, beni gör ve uyan.
1216 Sen ök sen sakınçım barır-men muŋun,  kiçiglikte minsiz kalır sen bu kün Tek düşüncem sensin, bu endişe ile gidiyorum; sen bugün küçük yaşta, bensiz kalıyorsun.
1217 Negü teg bolur sen meniŋde kedin,  meniŋ yok sakınçım munıŋda adın Benden sonra ne olacaksın; benim bundan başka bir düşüncem yoktur.
1218 Ata emgeki bolsa oğlı öze,  ol oğlı bilir ötrü kılk yaŋ tüze Baba oğlunun yetişmesi için emek sarfederse, oğlu o terbiye altında, iyi olarak yetişebilir.
1219 Kısa tutsa oğlın kör edgü bolur,  atası anası yaruğu bolur Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altında yetiştirirse, annesi ve babası bundan dolayı saadet duyar.
1220 Kalı kıstaçı bolmasa ol oğul,  yava boldı sen ol oğuldın tüŋül Eğer onu sıkı bir terbiye altında yetiştirecek biri bulunmazsa, o çocuk heder olur; sen artık ondan ümidini kes.
1221 Oğulluk ata bolsa bilge tetig,  kısa tutğu tutçı emi bu itig Çocuk babası âlim ve zeki ise, oğluna dâima sıkı bir terbiye vermelidir; bunun usûlü, çâresi budur.
1222 Negü ter eşitgil oğulluğ kişi,  başında keçürmiş yetilmiş yaşı Tecrübeli, yaşını başını almış ve çocuk sahibi insan ne der, dinle.
1223 Kimiŋ oğlağu bolsa oğlı kızı,  aŋar yığlağu boldı muŋluğ özi Kimin çocukları nâz içinde yetiştirilirse, o kimseye ağlamak düşer; keder ona mukadderdir.
1224 Kiçigde ata ıdsa oğlın yava,  oğuldın yazuk yok atadın cefâ Baba çocuğunu küçüklüğünde başı-boş bırakırsa, kabahat ve suç çocukta değil, babadadır.
1225 Oğul kız isiz bolsa kılkı yaŋı,  ol isiz ata kıldı ıdtı oŋı Çocukların tavrı, hareketi kötü ise, o kötülüğü baba yapmıştır; çocuğu iyi olmaktan mahrum eden odur.
1226 Kısa tutsa oğlın ata ögretü,  uluğ bolsa sevnür oğul kız yetü Baba çocuğunu sıkı bir terbiye altına alıp, ona her şeyi öğretirse, çocuğu yetişip-büyüyünce, sevinir.
1227 Oğuluğ kısa tut ata bolğuçı,  saŋa külmesüni kedin kelgüçi Ey baba olan, çocuğunu sıkı terbiye et; arkadan gelenler sana gülmesinler.
1228 Oğul kızka ögretgü erdem bilig,  bu erdem bile bolsu kılkı silig Çocuklara fazîlet ve bilgi öğretmeli ki, onlar iyi ve güzel yetişsinler.
Öğdülmiş cevabı Aytoldıka ÖĞDÜLMİŞ'İN AY-TOLDI'YA CEVABI
1229 Yanut berdi ögdülmiş aydı ata,  seniŋ kadğuŋı yep küyer-men tüte Öğdülmiş cevap verdi ve : — Ey baba, senin kaygım ile yanıp- tutuşuyorum — dedi —
1230 Seniŋde kedin men tirig turmayın,  seniŋ kadğularıŋ közün körmeyin Ne olurdu, senden sonra yaşamasa idim ve senin bu ıstıraplarına şahit olmasa idim.
1231 Seniŋ cânıŋı bir bağırsak idi,  maŋa bersü kadğun meni kodmadı Bir de merhametli rabbim, senin yerine, benim canımı alsa idi de, bana bu acıyı göstermese idi.
1232 Kalı bermez erse yetilse ecel,  bitilmiş bolur bu ecelke ezel Eğer senin yerine benim canımı almaz ve ecel sana gelirse, demek bu ecel ezelden mukaddermiş.
1233 Nerek kadğurar sen nerek bu sığıt,  bayat hükmi keldi sığıtnı ağıt Niçin kederleniyorsun, bu ağlama niçin; gelen Tanrı emridir, ağlamağı bırak.
1234 Kalı dünyâ devlet kalırı üçün,  sığıt kılsa kılma bu bolmaz küçün Eğer dünya ve devlet arkada kaldığı için ağlıyorsan, ağlama; zorla bunun önüne geçilmez.
1235 Kalı bu tü nimet kalırka yeme,  özüŋ yığlar erse yorı yığlama Eğer sen bu çeşitli mimetler arkada kadığı için ağlıyorsan, bırak; bunlar da ağlamağa değmez.
1236 Telim dünyâ yegli seniŋde oza,  kodup bardı barça bu ınçık öze Senden önce dünyanın zevkini tadan çok kimse, ah-vah ederek, onu bırakıp gitti.
1237 Bilir erdiŋ emdi cefâçı ajun,  cefâ kılğusın sen usandıŋ özün Sen şimdi bu zâlim dünyanın sana cefa edeceğini biliyordun, kendin gafil davrandın.
1238 Kamuğ dünyâ bolsa biregüke tüz,  kalır dünyâ ülgi tegir iki böz Bir insan bütün dünyaya tamamen sahip olsa bile, sonunda dünya kalır; onun kısmetine ancak iki bez düşer.
1239 Tiriglik üçün öknür erse özüŋ,  ökün tutçı yığla kurıtma közüŋ Eğer sen geçirdiğin hayat için peşiman oluyorsan, haklısın; durmadan ağla, göz yaşın kurumasın.
1240 Yana yaŋu ermez keçürmiş künüŋ,  negü kıldıŋ erse anundı tünüŋ Fakat geçirdiğin günler bir daha geri gelmez; ne yaptınsa-yaptın, artık karanlık âlemi seni bekliyor.
1241 Maŋa erse emdi bu kadğu sakınç,  sakınç kılma kılğıl sen emdi sevinç Bu kaygı ve endişe benim için ise, hiç endişe etme; bilâkis, müsterih ol.
1242 Törütülmiş erdiŋ törügli ölür,  törügli ölür ol törütgen kalur Sen yaratılmış idin, her yaratılan ölür; yaratılan ölür, ama yaratan kalır.
1243 Atam erdiŋ artuk bağırsak akı,  seniŋde bağırsak törütgen takı Sen benim için çok merhametli ve cömert bir baba idin; fakat yaratan senden daha merhametlidir.
1244 Seni ol törütti saŋa berdi kut,  maŋa bermegeymü munu sözke büt Seni o yarattı, o sana saadet verdi; bana da vermeyecekmi; buna iman et.
1245 Uçuzka ağırlık anıŋdın tegir,  kiçigke uluğluk ol ıdsa kelir Değersize değer ondan gelir; küçük büyüklüğü onun ihsanı ile bulur.
1246 Muŋar meŋzeyür körse öglüg sözi,  bu öglüg sözi ol kör ögsüz közi Dikkat edersen, akıllı insanın buna uygun bir sözü vardır; akıllı insanın sözü akılsız için gözdür.
1247 Aziz ol aziz kim azizlarka iz,  anıŋdın tegir iz aziz emdi kız Gerçek aziz o azizdir ki,.azizlere izzet ondan gelir; izzet ve aziz şimdi nâdirdir.
1248 Uçuzka ağır ol kiçigke uluğ,  yavuzka yöleki bedükke ediz Değersize kıymet, küçüğe büyüklük, büyüğe yükseklik ve ikbâl veren odur; kötüler ona sığınırlar.
1249 Eşitti kör ay toldı oğlı sözin,  kötürdi elig kökke tikti közin Ay-Toldı oğlunun sözlerini dinledi; elini kaldırdı, gözünü göğe dikti.
1250 Bayatka şükür kıldı artuk üküş,  bayat bermişiŋe oğulka ukuş Oğluna akıl verdiği için, Tanrıya çok-çok şükür etti.
Aytoldı cevabı Öğdülmişke AY-TOLDI'NIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI
1251 Ayur oğluma boldı köŋlüm bütün,  bayat fazlı birle tirilgil kutun Ay-Toldı dedi: —Ey oğlum, şimdi içim rahat etti; Tanrının fazlı ve keremi ile, saadet içinde yaşa.
1252 Çın aymış ukuşluğ körü bar bu söz,  anıŋ manisi bil yiti kıl bu köz Akıllı bir insan, dikkat edersen, şu sözü çok doğru söylemiş; onun mânasını bil ve iyice dikkat et.
1253 Bayat kimke berse ukuş ög bilig,  kamuğ ârzûlarka yetildi elig Tanrı kime akıl, anlayış ve bilgi verirse, o bütün arzularına nail olur.
1254 Kimiŋ kılkı edgü kılınçı oŋay,  tilek buldı barça yaruttı kün ay Kimin tavrı iyi ve hareketi uslu-başlı olursa, o bütün dileklerine kavuşur, güneşi ve ayı parlak olur.
1255 Kamuğ edgüke mün bu edgü kılınç,  kılınç edgü bolsa bolur miŋ sevinç Bu iyi davranış bütün iyilikler için bir sermâyedir; hareketi iyi olursa, insan bin türlü sevince kavuşur.
1256 Bu ay toldı elgin kötürdi yana,  bayatığ üküş ögdi kıldı senâ Ay-Toldı tekrar elini kaldırdı, Tanrıya çok hamd ve sena etti.
1257 Ayur ay idim sen törüttüŋ tözüg,  yemi birle igdür sen sansız özüŋ -Ey rabbim, sen her şeyi yarattın; sayısız mahlûkların rızkını ihsan edersin — dedi —
1258 Törüttüŋ meni sen kötürdüŋ kutun,  yazukluğ kuluŋ men tapuğsuz otun Beni yarattın ve saadet içinde yükselttin; ben senin kusurlu, günahkâr ve âsî bir kulunum.
1259 İdi edgü tuttuŋ bu üdke tegi,  kamuğ ârzû berdiŋ bu dünyâ yegi Bu zamana kadar sen bana çok lütuf ve ihsanda bulundun; bütün arzularımı yerine getirdin, dünyanın en iyi nimetlerini bana verdin.
1260 Tüzü ârzû nimet tükel men yedim,  sevinçlig men sendin ay edgü idim Bütün arzu ve nimetlere tamamen nâil oldum; ey iyi rabbim, sen beni her bakımdan sevindirdin.
1261 Maŋa tegdi hükmüŋ barur-men munu,  bir ök oğlum erdi kodur-men unu Hükmün bugün bana ulaştı, işte gidiyorum; bir tek oğlum vardı, onu da şimdi bırakıyorum.
1262 Ata erdim emdi ölür bu ata,  idim sen tirig sen aŋar bir kut a Baba idim, şimdi bu baba ölüyor; ey rabbim, sen dirisin, ona saadet ver.
1263 Erejke yakın tut yırak tut belâ,  ikigün ajunda munı sen yul a Onu refaha yakın ve belâdan uzak tut; her iki dünyada onun yardımcısı ol.
1264 İsizdin küdezgil ula edgüke,  muŋadturmağıl sen yegü kedgüke Kötülükten koru, iyiliğe ulaştır; onu yiyecek ve giyeceğe muhtaç etme.
1265 Köŋüldin berü kıldı edgü duâ,  ay edgü duâ sen belânı yığa Gönülden gelen iyi dualar etti; ey iyi duâ, sen bütün belâları defet.
1266 Negü ter eşitgil sakınuk kişi,  sakınuk kişi ol kişiler başı Dinle, takva sahibi ne der; takva sahibi olan kimse insanların başıdır.
1267 Bayat kimke kılsa inâyet basut,  ikigü ajunda bu er buldı kut Tanrı kime inayet ve yardım ederse, o kimse her iki dünyada mes'ûd olur.
1268 Kayu kulka bolsa bayattın yölek,  bu buldı ikigün ajunda tilek Tanrı hangi kula muzaheret ederse, o her iki dünyada dileğine kavuşur.
1269 Bayat fazlı bolsa kim erse öze,  kamuğ ârzû nimetke tegdi tüze Tanrının fazlı kimin üzerine olursa, o bütün arzu ve nimetlere erişir.
1270 Muŋar meŋzetü aydı öglüg kişi,  kim öglüg sözi tutsa itlür işi Akıllı insan buna uygun bir söz söylemiştir; kim akıllı insanın sözünü tutarsa, işi iyi gider.
1271 Küdezildi kimni küdezse idi,  tilek buldı nimet talusın yedi Tanrı kimi gözetirse, o gözetilir, dileğini bulur ve nimetin iyisine nâil olur.
1272 Kayu kul bayatka ınansa turup,  belâ kadğu kapğın öziŋe tudı Hangi kul Tanrıya inanırsa, kendisine belâ ve kaygı kapılarını kapamış olur.
1273 Yana aydı ay toldı uk ay oğul,  ölümüg unıtma öyü tur odul Ay-Toldı devam etti ve:— Ey oğul, anla— dedi— ölümü unutma, onu dâima düşün ve uyanık bulun.
1274 İnanma tiriglikke yil teg keçer,  usanma bu dünyâdın öz terk köçer Hayata inanma, yel gibi geçer; gafil olma, bu dünyadan çabuk göçersin.
1275 Bayatka tutuzdum seni men katığ,  tilese küdezgey yitürgey tatığ Ben seni tamamiyle Tanrıya emânet ettim; o dilerse, gözetir ve nimetini tattırır.
1276 Munu adrılur-men seniŋdin bu kün,  ökünçün sığıt birle yığlap ögün Bu düşünceler içinde peşimanlıkla ağlayıp-sızlayarak, işte bugün senden ayrılıyorum.
1277 Meniŋde kedin sen negü kılğuŋı,  ayayın eşitgil ukulmış teŋi Benden sonra ne yapacağını sana anlatabildiğim kadar söyleyeyim, dinle.