Beyliğe Lâyık Bir Beyin Nasıl Olması Gerektiğini Söyler
Eski Türkçe aslı | Günümüze aktarımı | |
---|---|---|
XXVIII | Beglikke Sezâ Bolğu Teg Beg Negü Teg Kerekin Ayur | Beyliğe Lâyık Bir Beyin Nasıl Olması Gerektiğini Söyler |
1921 | İlig aydı emdi ayıtğu sözüm, bu erdi munu emdi aytur özüm | Hükümdar bunun üzerine şöyle dedi : — Sormak istediğim şey işte şudur. |
1922 | Törütti apa oğlanın bir bayat, uığ bar kiçig bar isiz edgü at | Bir olan Tanrı insan-oğlunu yarattı; bunlar arasında büyük var, küçük var; kötü ve iyi adlı olanları var. |
1923 | Biliglig biligsiz çığay bar ya bay, ukuşluğ ukuşsuz otun bar ked ay | Bilgili, bilgisiz, fakir ve zengin var; akıllı, akılsız ve küstah var. İyi söyle, |
1924 | Negü teg kerek beg munı başlasa, çavı barsa atı işin işlese | Beyin nasıl olması gerek ki, o bunların başına geçsin, işini görsün, nâm ve şöhreti dünyaya yayılsın. |
1925 | İtilse eli hem bayusa bodun, atı edgü bolsa ol erter üdün | Memleketi düzene girsin, halk zenginleşsin; göçtüğü zamanda, iyi nâm bıraksın. |
1926 | Hazine o urunsa kümüş hem ağı, yağı boynı yençse kiterse çoğı | Gümüş ve sırmalar ile hazinesi dolsun; düşman boyun eğsin ve kargaşalık ortadan kalksın. |
1927 | Yumıtsa er at bolsa küçlüg elig, yorıtsa törü tüz yetürse bilig | Asker toplansın, kudretli bir ele sahip olsun; yeter bilgi ile memleketi idare etsin. |
1928 | Çavıksa ajunda yadılsa atı, bedüse küniŋe kötürse kutı | Şöhret kazansın, adı dünyaya yayılsın; günden-güne yükselsin ve saadeti artsın. |
1929 | Erejin avınsa yese el uzun, bütün cân üzülse yese ol ajun | Huzur içinde ömür sürsün, uzun zaman hükümran olsun; bütün canlar feda olsun, tek o yaşasın. |
Öğdülmiş cevabı İligke | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1930 | Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, idi ters ayıttı maŋa bu bilig | Öğdülmiş cevap verdi ve : — Hükümdar bana çok zor bir şey sordu — dedi — |
1931 | Bu beglik işin barça begler bilir, törü öŋdı kılk yaŋ olardın kelir | Bu beylik işini hep beyler bilir; kanun ve nizam, örf ve âdet onlardan gelir. |
1932 | Anasında tuğsa tuğar beglikin, körü ögrenür iş bilür yeglikin | Bey doğarken, beylikle doğar; görerek öğrenir ve böylece işlerin hangisinin daha iyi olduğunu bilir. |
1933 | Bayat kimke berse bu beglik işi, berür ög köŋül kör ol işke tuşı | Tanrı kime bu beylik işini verirse, ona işi ile mütenâsip akıl ve gönül de verir. |
1934 | Kimi beg törütmek tilese bayat, berür aşnu kılk yaŋ ukuş yüg kanat | Tanrı kimi bey olarak yaratmak isterse, ona önce münâsip tavır ve hareket ile akıl ve kol kanat verir. |
1935 | Bu beglik işi boldı begler işi, bu begler işin bildi beglik kişi | Bu beylik işi beylerin işidir; beylerin işini bey olan kimse bilir. |
1936 | Bu işni ilig mende yegrek bilür, atası beg erdi özi beg-turur | Bu işi hükümdar benden daha iyi bilir; babası bey idi, kendisi de beydir. |
İlig cevabı Öğdülmişke | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
1937 | İlig aydı uktum bu söz barça çın, köni sözlediŋ söz yıpar burdı kin | Hükümdar dedi : — Anladım, bunların hepsi doğrudur; bu sözü doğru söyledin, sözün misk gibi koktu. |
1938 | Bu iş kılğuçı kılur öz işi, mün erdem biligli körügli kişi | İşi yapan adam kendi vazifesini yapar; bunun kusur veya fazilet olduğunu gören insan takdir eder. |
1939 | Men iş kılğuçı-men sen iş körgüçi, işig körgüçidin bilür kılğuçı | Ben iş yapan insanım, sen ise, onu gören insansın; yapan adam işinin nasıl olduğunu görenden öğrenir. |
1940 | Bayat berdi emdi saŋa ög köŋül, ukuş hem bilig birle bolduŋ amul | Şimdi Tanrı sana akıl ve gönül verdi; akıl ve bilgi sayesinde sen işleri sükûnetle ele alıyorsun. |
1941 | Maŋa ok tapındıŋ kiçigde berü, körü ögrenü bildiŋ edgü törü | Küçüklüğünden beri hep benim hizmetimde bulundun; görüp öğrenerek, iyi kanunlar elde ettin. |
1942 | Kamuğ işni uktuŋ ma bildiŋ özün, maŋa ma bağırsak sen kılkın sözün | Bütün işleri artık sen anladın ve kavradın; bana da işin ve sözlerinle candan bağlısın. |
1943 | Bağırsakka aytur kişi öz sözin, bağırsak yuluğlar kişike özin | insan işini kendisine candan bağlı olana danışır; sâdık insan kendisini başkası için feda eder. |
1944 | Bağırsak üçün sen büter-men saŋa, bağırsaklıkın ay bu sözler maŋa | Bana içten bağlı olduğun için, sana inanıyorum; sözlerime samimiyetle cevap ver. |
1945 | Negü ter eşitgil bağırsak kişi, bağırsaklık ol kör kişilik başı | Dinle, şefkatli insan ne der; insanl-ığın başı merhamettir. |
1946 | Bağırsaknı ögdi ukuşluğ üküş, bağırsak kişiler kişike küsüş | Merhametli insanı akıllı çok öğdü; merhametli kimse insan için azizdir. |
1947 | Bağırsaknı bulsa bağırka urun, maŋa mundağ aydı bilig hem ukuş | Merhametli birini bulursan, bağrına bas; bilgi ve akıl bana böyle dedi. |
Öğdülmiş cevabı İligke | ÖĞDÜLMİŞ'İN HÜKÜMDARA CEVABI | |
1948 | Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, esen inç tirilgil ay üsteŋ elig | Öğdülmiş cevap verdi ve: — Ey hükümdar, ey üstün el, sağ ol ve huzur içinde yaşa — dedi — |
1949 | Bu beglikke aşnu tüp aslı kerek, atım alp katığ kurç yana toŋ yürek | Beylik için insanın ilk önce asîl soydan gelmesi gerektir; bey cesur, kahraman, kuvvetli ve pek yürekli olmalıdır. |
1950 | Atası beg erse oğul tuğdı beg, oğul tuğsa beg hem ataları teg | Babası bey ise, oğul bey doğar; o da babaları gibi, bey olur. |
1951 | Ukuşluğ kerek hem biliglig kerek, akılık kerek hem siliglik kerek | Bey bilgili ve akıllı olmalıdır; cömert ve yumuşak huylu olmak da lâzımdır. |
1952 | Bilig birle begler bodun başladı, ukuş birle el kün işin işledi | Beyler bilgi ile halka baş oldular ve akıl ile memleket ve halkın işini gördüler. |
1953 | Beg atı bilig birle bağlığ-turur, bilig lâmı kitse beg atı kalur | Bey adı bilig kelimesi ile ilgilidir; bilig'in lamı giderse, beg adı kalır. |
1954 | Ked öglüg kerek hem biligli ukuş, biliglig kişiniŋ yağısı üküş | Bey çok akıllı olmalı ve aklın kıymetini bilmelidir; bilgili insanın düşmanı çok olur. |
1955 | Negü ter eşitgil bilig bilmiş er, başında keçürmiş üküş yilmiş er | Bilgiyi takdir eden, görmüş-geçirmiş ve çok gezmiş insan ne der, dinle. |
1956 | Biliglig kerek beg ukuşluğ oduğ, aŋar tegmese bir müfâcâ yoduğ | Ansızın bir iftiraya uğramaması için, beyin bilgili, akıllı ve uyanık olması lâzımdır, |
1957 | Kılınç edgü erdem kerek miŋ tümen, atı edgü bolsa tutunsa boduğ | Adının iyiye çıkması ve boyanın tutması için, iyi tavır ve hareket ile binlerce fazilet lâzımdır. |
1958 | Apa oğlanı barça açlı bedük, bilig birle boldı kör ödrüm ked ök | Bütün insan-oğullarının menşei büyüktür; seçkinler ise, bilgi ile temayüz etmiştir. |
1959 | Uruğ edgü bolsa er edgü tuğar, er edgü bolup ötrü törke ağar | Uyruğu iyi ise, insan iyi olarak doğar ve iyi olduğu için baş-köşeye geçer. |
1960 | Iduk ol bu beglik arığlık tiler, arığlık bile ilde saklık tiler | Bu beylik mukaddestir, temizlik ister; halkın da temiz ve uyanık olması lâzımdır. |
1961 | Bodunka talusı kerek alp atım, bedük işke ötrü bu bolsa titim | Halk için beyin cesur ve kahraman olması iyidir; büyük işleri ancak bu meziyetler ile karşılamak mümkündür. |
1962 | Negü ter eşitgil ötüken begi, sınap sözlemiş sözni yetrüp ögi | Tecrübeli, sözünü düşünerek söylemiş olan Ötüken beyi ne der, dinle. |
1963 | Bodunka begi artuk üdrüm kerek, köŋül til köni kılkı ködrüm kerek | Halk için beyin çok seçkin olması lâzımdır; özü, sözü doğru ve tabiatı güzide olmalıdır. |
1964 | Biliglig ukuşluğ bodunka talu, akı hem közi tok ne köŋli tolu | Bilgili, akıllı, halka muamelesi iyi, cömert, gözü tok ve gönülü zengin olmalıdır. |
1965 | Kamuğ edgüke bolsa elgi uzun, uvutluğ silig hem kılınçı tüzün | Her türlü iyiliğe el uzatmalı; haya sahibi, yumuşak huylu ve asil tabiatlı olmalıdır. |
1966 | Sezâ beg bolur bu bodunka uluğ, munıŋdın kelir ötrü edgü uruğ | Böyle bir bey halka lâyık, büyük bir bey olur ve bu beyden de iyi bir hanedan yetişir. |
1967 | Bilig birle başlar kişi iş başın, ukuş birle uksa oŋarur işin | insan her işe başlarken, bilgi ile başlar ve akıl ile sona erdirir. |
1968 | Bodunuğ bilig birle bastı begi, bilig bolmasa işke yakmaz ögi | Bey halkı bilgi ile elinde tutar; bilgisi olmazsa, aklı işe yaramaz. |
1969 | Yaŋılsa bu begler ay ilig kutı, anıŋ begligi igler itgü otı | Beyler işlerinde yanılırlarsa, ey devletli hükümdar, onların beyliği hastalanmış demektir; tedavi etmelidir. |
1970 | Bu beglik igiŋe otı ög bilig, ukuş birle emle ay kılkı silig | Beylik hastalığının ilâcı akıl ve bilgidir; ey yumuşak huylu, onu akıl ile tedavi et. |
1971 | Biliglig ukuşluğ kerek beg tetig, anın kılsa ötrü igiŋe itig | Bey bilgili, akıllı ve zeki olmalıdır; beyliğin hastalığına ancak bunlar ile bir çâre bulunabilir. |
1972 | Biliglig ukuşluğ bügü ilçi beg, ikigün ajunda bolur ornı yeg | Bilgili, akıllı ve hakîm hükümdarın her iki dünyada da makamı yüksek olur. |
1973 | İkigün ajunuğ buluğlı kişi, idi kutluğ ol bu tükel kut başı | Her iki dünyayı bulan insan çok mes'ûd olur ve bütün saadetlerin başında bulunur. |
1974 | Muŋar meŋzetü aydı şâir bu söz, körü barsa mani biligsizke köz | Şâir şu sözü buna benzeterek söylemiştir; dikkat edersen, mânası bilgisiz için gözdür. |
1975 | Meŋilig kayu ol maŋa ay yora, kişi kutluğı kim kişiler ara | Saadet nedir; bana tarif et; insanlar arasında mes'ûd olan kimdir. |
1976 | Yese berse dünyâ tirilse kutun, takı bir ajunda bu buldı töre | Kendisi yaşar, başkalarını da yaşatır ve ömrünü saadet içinde geçirirse, böyle bir insan âhirette de baş-köşeyi bulur. |
1977 | Kılınçı oŋay bolsa kılkı köni, sevinçin keçer kör uş ol beg küni | Tabiatı iyi ve hareketi doğru ise, bak, o beyin hayatı sevinç içinde geçer. |
1978 | Bayat kimke berse bu edgü kılık, bu edgü kılık birle edgü yorık | Tanrı kime bu iyi tabiatı ve bu iyi tabiat ile birlikte iyi gidişi kısmet ederse, |
1979 | Anıŋ boldı dünyâ tü nimet bile, tilese özüŋ ye tilese üle | Bu dünya, her türlü nimeti ile birlikte, onun olur; isterse, kendisi kullansın, isterse, başkalarına dağıtsın. |
1980 | Bayat berse fazlı kulıŋa kutun, bolur kılkı edgü kılınçı bütün | Tanrı kuluna saadet ile fazileti nasîp ederse, onun tabiatı iyi ve hareketi mükemmel olur. |
1981 | Kılınç edgü erdem kerek miŋ tümen, anın tutsa el kend kötürse tuman | II ve şehirleri idare, sulh ve sükûneti te'min etmek için, hükümdarın iyi tabiat ve binlerce fazilet sahibi olması lâzımdır. |
1982 | Ne edgü-turur bu kılınç edgüsi, kılınç edgü erke yegü kedgüsi | Bu iyi tabiat ne güzel şeydir; tabiatı iyi olan insanın hayatı da güzeldir. |
1983 | Bayat kimke berse kılınç arkukı, anı emgetür bu zamane okı | Tanrı kime kötü bir tabiat vermiş ise, bu felek oku ona eziyet çektirir. |
1984 | Kayu begde bolsa bu arkuk kılınç, işi barça tetrü sevinçi sakınç | Hangi bey kötü bir tabiata sahip olursa, her işi ters gider; sevinç yüzü görmez, dâima keder içinde yaşar. |
1985 | Sakınuk kerek beg ne kılkı arığ, arığlık tiler tutçı urğı arığ | Bey takva sahibi ve temiz olmalıdır; aslı temiz olan dâima temizlik ister. |
1986 | Sakınuk kişi köŋli korklık bolur, köŋül korksa begler işig tüz kılur | Takva sahibi, hataya düşmemek için, dâima titiz davranır; böyle titiz hareket eden beyler doğru iş görürler. |
1987 | Kalı bolmasa beg sakınuk süzük, arığsız bolur barça kılkı üzük | Eğer bey takva sahibi ve temiz kalpli olmazsa, hiç bir vakit temiz ve isabetli hareket edemez. |
1988 | Örüglük amulluk bolur begke körk, bu beglik işiŋe bu ol bağu örk | Sabır ve sükûnet bey için bir ziynettir; bunlar beyliğin başta gelen meziyetleridir. |
1989 | Ked ögüg kerek beg oŋarsa işin, bilip başlasa ötrü işler başın | J$e bilerek başlamak ve başarı ile tamamlamak için, beyin çok akıllı olması gerektir. |
1990 | Bu öglüg kişiler oŋarur işig, yırak tutğu işte bu ögsüz kişig | îşi akıllı insanlar başarırlar; akılsız kimseleri işten uzak tutmalıdır. |
1991 | Köŋül bolmasa er közi asğı yok, ögi bolmasa er köŋül osğı yok | Gönül olmazsa, insan gözünün faydası yoktur; akıl olmazsa, insan gönülünden layıkı ile istifade edemez. |
1992 | Negü ter eşitgil ay ilçi başı, örüg ked köŋüllüg sınamış kişi | Ey hükümdar, dinle, sakin, iyi gönüllü ve tecrübeli insan ne der. |
1993 | Kayu erde bolsa ukuş birle ög, anı er atağıl neçe ögse ög | Hangi insanda akıl ve anlayış varsa, ona insan de, onu ne kadar öğersen öğ. |
1994 | Ukuş ög bilig kimde bolsa tükel, yavuz erse ked te kiçig erse ög | Akıl, anlayış ve bilgi tam olarak kimde bulunursa, kötü ise, onu iyi, küçük ise, büyük bil. |
1995 | Ne edgü-turur bu kişike öge, ögi bolsa ötrü atağu öge | însan için akıl ne iyi şeydir; akıllı insanlara müşavir nazarı ile bakmalı. |
1996 | İveklik beliŋ ol kamuğka yavuz, kalı bolsa begke yüzi boldı boz | Acelecilik her kes için fenadır ve derûnî bir korku neticesidir; eğer bu beyde olursa, onun yüzü kül renkli olur. |
1997 | İvek kurğu kılkı kılınçı buşı, biligsizke belgü bolur bu işi | Acelecilik, zevzeklik ve hiddetli mizaç — bunlar bilgisizlik alâmetleridir. |
1998 | İve kılmış işler neçe yeg bolur, ive yese aş suv neçe ig bolur | Acele yapılan işler acı olur; acele yemek-içmek yüzünden hastalık gelir. |
1999 | Kamuğ iş içinde amulluk üdür, meger tâat erse iviŋü yügür | Her işte sükûneti tercih et; yalnız ibâdette acele et, çabuk davran. |
2000 | Közi tok kerek hem uvutluğ tüzün, açuk hem yaruk bolsa kılkın sözün | Bey tok gözlü, haya sahibi ve yumuşak tabiatlı olmalı, sözünde ve hareketinde açık ve vazıh davranmalıdır. |
2001 | Todumsuz bolur ol közi suk kişi, közi sukka yetmez bu dünyâ aşı | Gözü aç adam hiç bir şey ile doymaz; gözü aç olana, bütün dünya nimeti kâfi gelmez. |
2002 | Bu sukluk ig ol bir otı yok emi, anı emleyümez bu dünyâ kamı | Aç gözlülük, ilâcı ve devası bulunmayan bir hastalıktır; onu, bütün dünya kâhinleri bir araya gelse, yine tedavi edemezler. |
2003 | Kamuğ aç yese içse âhır todur, közi aç kişi ölse açlık kodur | Bütün açlar yer ve içerlerse, nihayet doyarlar; aç gözlü adamın açlığı ancak ölümle nihayete erer. |
2004 | Közi suk kişi neŋke bolmaz bu bay, kamuğ dünyâ bulsa âhır suk çığay | Aç gözlü adamı mal doyurmaz; bütün dünyaya sahip olsa bile,o yine dâima aç gözlü ve fakirdir. |
2005 | Uvutluğ kerek beg kişide talu, uvutluğ kılınçı irilmez tolu | Bey haya sahibi ve insanların seçkini olmalı; haya sahibinin tavır ve hareketi eksilmeyen bir bütündür. |
2006 | Kimiŋde uvut bolsa kılkı silig, kamuğ tersiz işke tegürmez elig | Haya sahibi kimse yumuşak tabiatlı olur; kendisine yakışmayan hiç bir işe el sürmez. |
2007 | Bayat kimke berse uvut köz suvı, aŋar berdi devlet tükel yüz suvı | Tanrı kime haya ve iz'ân vermişse, ona devlet ile birlikte bütün şerefleri vermiş demektir. |
2008 | Kamuğ teŋsiz iştin yığığlı uvut, kamuğ edgü işke ulağlı uvut | Bütün uygunsuz işlere mânı olan hayadır; bütün iyi işlere ulaştıran da hayadır. |
2009 | Ne edgü neŋ ol bu uvut erke körk, kamuğ edgü işke uvut boldı örk | Bu haya ne kadar iyi şeydir ve insan için ne büyük bir zînettir; haya insanı her iyi işe sevkeden bir vâsıtadır. |
2010 | Tili çın kerek bolsa köŋli köni, bodunka asığ kılsa tuğsa küni | Beyin dili dürüst ve kalbi doğru olmalı ki, halka faydalı olsun ve güneşi doğsun. |
2011 | Kalı bolsa begler hiyânet köŋül, bodınka asığ bolmaz andın tüŋül | Eğer beylerin gönülünde hiyânet bulunursa, halka faydaları dokunmaz; onlardan vaz geç. |
2012 | Köŋül til oŋay bolmasa kör kılık, ol ildin kaçar kut tapulmaz yorık | Beyin gönülü, dili ve tabiatı düzgün olmazsa, saadet o memlekette dolaşamaz, kaçar. |
2013 | Sözin kıyğuçı begke tutma umunç, tiriglik yava bolğa kılğay ökünç | Sözünde durmayan beye ümit bağlama, ömrün boşuna geçer ve peşiman olursun. |
2014 | İdi sak kerek beg yana ked oduğ, usat bolsa begler tokınur yoduğ | Bey çok ihtiyatlı ve çok da uyanık olmalı; beyler ihmalkâr olurlarsa, bunun cezasını başkaları çeker. |
2015 | İki neŋ tuıur ilke bağı beki, biri saklık ol bir törü el köki | Bir memleketin bağı ve kilidi iki şeyden ibarettir; biri— ihtiyatlılık, biri — kanun; bunlar esastır. |
2016 | Kayu beg sak erse ilin bekledi, yağı boynı yençti öze irkledi | Hangi bey ihtiyatlı ise, o memleketini muhafaza eder; düşmana boyun eğdirir ve onu sım-sıkı bağlar. |
2017 | Kayu beg törü berse elde köni, ilin itti kodtı yaruttı küni | Hangi bey memlekette doğru kanun koydu ise, o memleketini tanzim etmiş ve gününü aydınlatmıştır. |
2018 | Bu beglik bağı kör bu iki bolur, bu iki tükel bolsa beglik turur | Beyliğin başı işte bu iki şeydir; bu ikisi tam olursa, bey beylik yapar. |
2019 | Negü ter eşitgil yağıçı kür er, bu saklık bile öz yağısın urar | İhtiyat ile hareket edip, düşmanını yenen, cesur muharip ne der, dinle. |
2020 | Ayâ ilçi begler ilig kolsa sak, bu saklık bile sen tüzü ilke bak | Ey ülke beyi, memleketin korunmasını istersen, memleketin her tarafında ihtiyat tedbirleri al. |
2021 | Bu saklık bile arttı begler eli, osallık körü buzdı beglik ulı | Ihtiyatlılık beylerin ülkesini genişletir; ihmalkârlık ise, beyliğin temelini göz göre-göre sarsar. |
2022 | Bu saklık bile sen yağı boynı yenç, bodunka törü kıl tiril keŋrü inç | Bu ihtiyat ile sen düşmanın boynunu vur, halka hüküm et, rahat ve huzur içinde yaşa. |
2023 | İki neŋ bile ilçi beglik buzar, kirür egri yolka könidin azar | Bey iki şey ile kendi beyliğini bozar, eğri yola girer ve doğru yoldan şaşar. |
2024 | Biri küç birisi osallık kılur, bu iki bile beg ilin artatur | Bunlardan biri zulüm, biri ihmalkârlıktır; bu ikisi ile bey memleketini harap eder. |
2025 | Yağı boynı yençmek tiler erse sen, kulak köz kerek sak kılıp tursa sen | Düşmanın boynunu kırmak istersen, gözünü, kulağını tetikte bulundurmalısın. |
2026 | Bu saklık bile sançtı begler yağı, osallık bile buzdı beglik bağı | Beyler düşmanı ihtiyat ile vurmuşlar ve ihmalkârlık ile beyliğin bağlarını çözmüşlerdir. |
2027 | Osal bolsa begler işin bütrümez, osal beg bütün bilgü beglik yemez | Beyler ihmalkâr olurlarsa, işlerini başaramazlar; bey iyice bilmelidir ki, ihmalkârlık ederse, beyliği devam edemez. |
2028 | Sak er tutçı itnip osalığ busar, osal bolmağınça yağığ kim basar | ihtiyatlı insan dâima hazırlıklı bulunur ve ıhmâlkâre pusu kurar. |
2029 | Sak erse begi ilke tegmez elig, kalı tegse yetrür ukuş ög bilig | Bey ihtiyatlı olursa, memleketine el dokundurmaz; eğer dokunursa, o bu tecâvüzü akıl, fikir ve bilgisi ile karşılar. |
2030 | Bu küçkey kişi kendü beglik yemez, bu küçkey küçini bodun kötrümez | Zâlim adam üzün müddet beyliğe sahip olamaz; zâlimin zulmüne halk uzun müddet dayanamaz. |
2031 | Negü ter eşitgil biliglig sözün, yeyümedi küçkey ilin keç uzun | Bilgili bunu nasıl ifâde eder, dinle; zâlim memleketine uzun müddet hüküm edemez. |
2032 | Köyer ot-turur küç yağusa küyer, törü suv-turur aksa nimet öner | Zulüm yanar âteştir, yaklaşanı yakar; kanun— sudur; akarsa, nimet yetişir. |
2033 | Uzun el yiyeyin tese ay bügü, törü tüz yorıtğu bodunuğ kögü | Ey hakîm, memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın. |
2034 | El artar törü birle itlür ajun, el eksür bu küç birle buzlur ajun | Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir ve dünya bozulur. |
2035 | Telim ordular buzdı küçkey küçin, toru öldi âhır bu küçkey açın | Zâlim zulmü ile bir çok sarayları harap etmiş ve sonunda kendisi açlıktan ölmüştür. |
2036 | Köŋül tüzse begler yorıtsa törü, bu beglik buzulmaz turur keç örü | Beyler gönüllerini temiz tutar ve kanunu tatbik ederlerse, beylik bozulmaz ve uzun müddet ayakta durur. |
2037 | Kamuğda yarasız ay ilig kutı, bu begler öze kopsa yalğan atı | Ey devletli hükümdar, en kötüsü beylerin adının yalancıya çıkmasıdır. |
2038 | Sözi çın kerek beg ne kılkı bütün, ınansa aŋar halk tirilse kutun | Beyin sözü doğru olmalı, tavır ve hareketi itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın. |
2039 | Bu yalğan kişiler vefâsız bolur, vefâsız kişi halkka teŋsiz kılur | Yalancı insanlar vefasız olur; vefasız kimseler halkın hayrına uygun olmayan işler yaparlar. |
2040 | Negü ter eşitgil vefâlığ kişi, vefâ ol kişike kişilik başı | Vefalı insan ne der, dinle; insan için insanlığın başı vefadır. |
2041 | Tili yalğan erniŋ cefâ kılkı ol, cefâ kimde erse uş ol yılkı ol | Sözü yalan olan kimsenin tavır ve hareketi cefâdır; cefâ kimde ise, o kimse hayvandır. |
2042 | Kişi yalğanmda tileme vefâ, bu bir söz sınanmış üküş yılkı ol | Yalancı adamdan vefa bekleme; bu uzun yıllardan beri tecrübe edilmiş bir sözdür. |
2043 | Yüreklig kerek beg yeme alp atım, yürek birle boldı yağıka titim | Bey cesur, kahraman ve atılgan olmalı; bey cesareti ile düşmana karşı koyar. |
2044 | Sü başlar eren kür yüreklig kerek, yüreksiz er at alsa andın yürek | Korkak askerin cesaret alması için, kumandanın kahraman ve cesur olması lâzımdır. |
2045 | Yüreklig yüreksizke bolsa başı, yüreklig bolur ötrü tegme kişi | Cesur insan korkakların başına geçer ve her kes ondan cesaret alır. |
2046 | Bu sözke tanukı bu beytig okı, bu sözke anuk tut köŋül ög takı | Bu söze şahit olarak, şu beyti oku; bu sözü gönülüne al ve aklına koy. |
2047 | Kür arslan bolu berse ıtka başı, bu ıt barça arslan bolur öz tuşı | Arslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri kendi karşısındakine arslan kesilir. |
2048 | Kalı bolsu arslanka ıt başçısı, ol arslan bolur barça ıt sakışı | Eğer arslanlara köpek baş olursa, o arslanların hepsi köpek gibi olur. |
2049 | Akılık kerek begke kodkı köŋül, bu kodkı köŋül birle kılkı amul | Beye cömertlik ve alçak gönüllülük lâzımdır; alçak gönllülük ile birlikte tabiatı da sakin olmalıdır. |
2050 | Akı bolsa begler atı çavlanur, atı çavı birle ajun beklenür | Beyler cömert olursa, adları dünyaya yayılır; bunların nâm ve şöhretim üc dünya korunur. |
2051 | Ava yığlu tirlür er at sü bolur, er at sü bile er tilekin bulur | Etrafına üşüşerek, asker toplanır ve ordu olur; asker ve ordu ile insan dileğine kavuşur. |
2052 | Negü ter eşitgil urup yegli er, urup al ay alp er yana erke ber | Harp eden ve hayatını bununla kazanan insan ne der, dinle : ey kahraman, vur al ve aldıklarını tekrar yiğitlere ver. |
2053 | Akı bol bağışla içür hem yetür, kalı eksüse ur yana al yetür | Cömert ol, bağışla, yedir ve içir; eğer malın eksilirse, tekrar vur, al ve eksileni tamamla. |
2054 | Azığlığ kür erke bu neŋ eksümez, tutuğlı ürüŋ kuşka meŋ eksümez | Cesur, gözü pek olan insan için mal eksik olmaz; ak doğan için derem eksik olmaz. |
2055 | Kılıç baldu ok ya kavi küç yürek, bar erken ked er neŋke korkmaz kerek | Kılıç, balta, ok, yay ile kuvvet ve cesaret varken, yiğit adam mal için endişe etmemelidir. |
2056 | Ajunçı bügü beg nelük kenç urur, er at kayda bolsa anuk kenç alur | Dünya hâkimi hakîm bey niçin hazîne toplar; asker nerede ise, oradan hazır hazîne alır. |
2057 | Bu el tutğuka köp er at sü kerek, er at tutğuka neŋ tavar tü kerek | Memleket tutmak için, çok asker ve ordu lâzımdır; askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır. |
2058 | Bu neŋ alğuka bir kerek bay bodun, bodun baylıkıŋa törü tüz kodun | Bu malı elde etmek için, halkın zengin olması gerektir; halkın zengin olması için de, doğru kanunlar konulmalıdır. |
2059 | Bularda biri kalsa törti kalur, bu törti yeme kalsa beglik ulur | Bunlardan bin ihmâl edilirse, dördü de kalır; dördü birden ihmâl edilirse, beylik çözülmeğe yüz tutar |
2060 | Adın ma bu beş neŋ yırak tutğu beg, atı edgü bolsa kü çav bolğu teg | iyi nâm ve şöhretle adının yayılmasını isterse, bey bir de şu beş şeyi kendinden uzak tutmalıdır. |
2061 | Birisi iveklik birisi saran, üçünçi buşılık serin öz tiren | Biri acelecilik, ikincisi cimrilik ve üçüncüsü hiddettir; bunlara karşı mukavemet et, mağlûp olma. |
2062 | Bu törtünç yavuz begke arkuk kılınç, beşinçi yarağsız bu yalğan erinç | Bir bey için fena olan şeylerin dördüncüsü inatçılıktır; yakışmayan bu şeylerin beşincisi, şüphesiz, yalancılıktır. |
2063 | Bu kaç neŋde begler yırak tutğu öz, atı artamasa yorık bolsa söz | Adının kötüye çıkmaması ve sözünün itibârını kaybetmemesi için, beyler bunlardan kendilerini uzak tutmalıdır. |
2064 | Bularda eŋ ınğa bu arkuk kılınç, bu arkuk kılınçlığ ne muŋluğ erinç | Bunların en kötüsü bu inatçılıktır; inatçı kimse, hiç şüphesiz, çok sıkıntı çeker. |
2065 | Muŋar meŋzetü sözni şâir ayur, bu şâir sözi tutsa sözke bayur | Şâir buna benzer bir söz söylemiştir; şâir sözüne değer veren insanın ifâdesi zenginleşir. |
2066 | Ağır yük kişike kılınç arkukı, kılınç arkuk erse bulun at okı | İnatçılık insan ıçm ağır bir yüktür; inatçılıktan kendini kurtar ve onunla savaş. |
2067 | Yağı kılmağusın kılınçı kılur, yağı bu yağıda negü adrukı | Düşmanın yapamadığı fenalığı onun kendi hareketi kendisine yapar; bunun düşmandan farkı nedir, bu da düşmandır. |
2068 | Üküş el tutayın tese ay ilig, üç iş kılğu ötrü yetilse elig | Ey hükümdar, bir çok memleketleri elde etmek istersen, yapabilirden, şu üç işi yap. |
2069 | Oŋ elgin kılıç tutsa ursa salıp, sol elgi bile neŋ ülese alıp | Sağ elin ile kılıç sallar ve vururken, sol elin ile mal dağıt. |
2070 | Tilin sözlese söz şekerde süçig, boyun berdi beg kul uluğ ya kiçig | Ağzından çıkan sözler şekerden daha tatlı olsun; böylece bey-kul, büyük-küçük, hepsi sana boyun eğer. |
2071 | Ay ilig bu kaç ner kerek begke kör, bodunka sevülse orun bolsa tör | Halk tarafından sevilmesi ve itibar görmesi için, ey hükümdar, beyin şu bir şeye sahip olması lâzımdır. |
2072 | Küler yüz süçig söz silig öz kerek, kılınçı bularka tükel tüz kerek | O güler yüzlü, tatlı sözlü, yumuşak huylu olmalı ve bütün hareketlerinde de bunkra uygun davranmalıdır. |
2073 | Köŋül tutsa kodkı hem elgi akı, bularka yaraşı bağırsaklıkı | Bey gönülünü alçak tutrralı, eli açık olmalı, merhameti de bunlarla mütenâsip bulunmalıdır. |
2074 | Kamuğ törlüg erdem bu bilse tükel, yırak erse andın yarağsız muhâl | Her türlü fazileti tam olarak elde etmeli; uygunsuz ve olmayacak şeylerden uzak durmalıdır. |
2075 | Kişi üdrümi bu bodunda talu, talu üdrüm ol bu irüksüz tolu | Böyle bir bey insanların seçkini ve halkın iyisidir; seçkin ve iyi olan kimse eksilmeyen bir aya benzer. |
2076 | Ajun bodnı barça aŋar kul bolur, ajun yer bu begler tilekin bulur | Bütün dünya halkı ona kul olur; bu gibi beyler dünyaya hâkim olurlar ve bütün dileklerine kavuşurlar. |
2077 | Tügük yüz irig söz küvez kür kılık, kişig yirgürür köndrü bilmez yorık | Asık suratlı, kaba sözlü, kibirli ve mağrur insan her keşi kendisinden nefret ettirir ve işini yoluna koyamaz. |
2078 | Otunluk iveklik yinik kurğuluk, kara kılkı ol bu yırak turğuluk | Küstahlık, acelecilik, zevzeklik, bunlar avam tabiatıdır; bey bunlardan uzak bulunmalıdır. |
2079 | Kara kılkı begke kereksiz yağuk, yağuk bolsa begke uçuzluk anuk | Avam tabiatının beye yakın olması uygun düşmez; bu tabiat yaklaşırsa, bey itibârını derhâl kaybeder. |
2080 | Kara kul karası bolur beg ürüŋ, karalı ürüŋli adırttı körüŋ | Siyah — kul rengidir, bey — beyaz olur; siyah ve beyaz renkleri ayırt edilmiştir. |
2081 | Talu beg bolayın tese belgülüg, talu tutğu erdem ay atlığ külüg | Seçkin bir bey olabilmek için, fazilete kıymet verilmelidir, ey namlı meşhur. |
2082 | Atı beg bolur bolsa kılkı kara, karada bu ınğa bolur halk ara | Bir kimsenin adı bey, fakat tabiatı avamınki gibi olursa, o halk arasında avamdan daha aşağı görülür. |
2083 | Yüzi körki körklüg kerek beg yülüg, bodı ortu bolsa ne çavluğ külüg | Bey güzel yüzlü, saçı-sakalı düzgün, yakışıklı ve orta boylu olmalı; aynı zamanda nâm ve şöhret sahibi bulunmalıdır. |
2084 | Köŋli yüzin körse sevse körüp, eli bodnı baksa küvense turup | Yüzünü gören her kes, bakınca, onu sevmeli; memleketi ve halkı ona bakıp, güvenle yaşamalıdır. |
2085 | Yağıka katığ bolsa ersigliki, körür közke suv berse körklüglüki | Düşmana karşı cesur ve mert olmalı; güzelliği bakan gözü sevgi ile parlatmalıdır. |
2086 | Ayı bod uzun bolsa ögmez bilig, ayı ma çöküt bolsa bolmaz silig | Bilgi nazarında boyunun çok uzun olması makbul değildir; onun çok bodur olması da güzel düşmez. |
2087 | Kalı mundağ erse bod ortu kerek, bodı ortu bolsa bolur edgürek | Onun için bey orta boylu olmalıdır; orta boylu olması daha iyidir. |
2088 | Negü ter eşitgil sınamış kişi, başında keçürmiş yaşamış kişi | Çok yaşamış ve başından çok şeyler geçirmiş, tecrübeli insan ne der, dinle. |
2089 | Bodı kısğa yunçığ kılınçı buşı, buşı kayda bolsa tütüşke başı | Kısa boylu, bodur kimseler hırçın tabiatlı olurlar; hırçın nereye giderse, orada kavga başlar. |
2090 | Bod ortu kerek hem teŋinçe yarağ, işiŋ ortu tut ay biliglig kişi | Boy orta ve her şey bununla mütenâsip olmalı; ey bilgili insan, her işte itidalden ayrılma. |
2091 | Bor içmez kerek beg fesâd kılmasa, bu iki kılıktın kaçar kut basa | Bey içki içmemeli ve fesatlık yapmamalıdır; bu iki hareket yüzünden, sonunda ikbâl elden gider. |
2092 | Süçigke süçinse ajun begleri, açığ boldı el kün bodun igleri | Dünya beyleri şarabın tadına alışırlarsa, memleketin ve halkın bundan çekeceği zahmet çok acı olur. |
2093 | Oyunka avınsa ajun tutğuçı, ilin buzdı boldı özi koltğuçı | Dünyaya sahip olan vaktini kumara verirse, memleketin bozar ve kendisi de muhtaç duruma düşer. |
2094 | Üdinde keçürse bu beglik işin, anı yetse bolmaz ederse kuşın | Devlet işleri ihmâl edilir ve vakfında yapılmazsa, arkasından avcı kuşla takip etsen bile, bir daha ele geçmez. |
2095 | Negü ter eşitgil bilig bergüçi, biligsizni bordın söküp tıdğuçı | Bilgi veren ve bilgisizi yererek, içkiden men'eden insan ne der, dinle. |
2096 | Bor içme ayâ borçı boğuzı kulı, bor içse açıldı çığaylık yolı | Ey içki düşkünü, boğazının esiri, içki içme; içki içersen, sana fakirlik yolu açıldı demektir. |
2097 | Kara borçı boldı neŋi boldı yel, begi borçı bolsa kaçan turğa el | Avam içkiye müptelâ oldu, malı rüzgâr gibi uçtu; bey içkiye müptelâ olursa, memleketi nasıl durur. |
2098 | Yağı ol bu bor timçi eltür kümüş, kılınçı tütüş boldı kılkı uruş | Bu içki ve meyhaneci düşmandır, insanın parasını alır; içki içen hırçın ve kavgacı olur. |
2099 | Esürse kişi telve munduz bolur, bu telve işi kör kaçan tüz bolur | insan sarhoş olursa, deli olur ve aklını kaybeder; deli hiç doğru iş yapar mı. |
2100 | Negü ter eşitgil sakınuk tili, bu söz işke tutğıl ay boğuzı kulı | Takva sahibi insan ne der, dinle; ey boğazının kulu, bu söze göre hareket et. |
2101 | Neçe kılğu işler bor içse kalur, neçe kılmağu iş esürse kelür | Yapılacak nice işler içki yüzünden yapılamaz; yapılmaması gereken nice işler de sarhoşken yapılır. |
2102 | Neçe teŋsiz işler bor içse bolur, neçe edgü işler esürse kalur | Nice uygunsuz işler içki yüzünden işlenir; nice iyi işler sarhoşluk yüzünden geri kalır. |
2103 | Bor içse oyunka avınsa begi, kaçan yetgey el kün işiŋe ögi | Bey içki içer ve oyunla vakit geçirirse, memleket işini düşünmeğe ne zaman fırsat bulur. |
2104 | Fesâd kayda bolsa kaçar kut teze, fesâd çın yorır tutçı beglik buza | Nerede fesat olursa, oradan saadet kaçar, gider; fesat, şüphesiz, her yerde dâima beyliğe halel getirir. |
2105 | Arığ ol bu kut kıv arığlık tiler, süzük ol bu devlet süzükni yüler | Saadet ve ikbâl temizdir, her yerde temizlik arar; bu saadet durudur ve ancak saf olanı destekler. |
2106 | Begi içgüçi bolsa mufsid otun, kamuğ içgüçi boldı bodnı bütün | Bey içkiye müptelâ, müfsit ve kaba: olursa, onun bütün halkı da ayyaş olur. |
2107 | Kara teŋsizin barça begler iter, begi kılsa ternsiz anı kim yeter | Halkın bütün uygunsuzluklarını beyler düzeltir; bey uygunsuzluk ederse, onu kim yola getirir. |
2108 | Arığsıznı yalŋuk suvun yup arır, kalı artasa suv negün yup arır | insan temiz olmayan şeyleri su ile yıkayıp, temizler; eğer su kirlenirse, o ne ile ve nasıl temizlenir. |
2109 | Kişi iglese ot otaçı berür, otaçı igiŋe otın kim kılur | İnsan hastalanırsa, tabip bunun ilâcını verir; eğer tabip hastalanırsa, onu kim tedavi eder. |
2110 | Arığ tutğu begler köni kılk kılık, bodun beg yolındın tüzer yol yorık | Beyler tavır ve hareketlerini temiz ve doğru tutmalıdırlar; halk yolunu ve gidişini beyin yoluna uydurur. |
2111 | Neteg tutsa begler kör öŋdi törü, bodun boldı andağ ol öŋdi körü | Beyler örf ve kanuna nasıl riâyet ederlerse, halk da aynı şekilde örf ve kanuna itaat eder. |
2112 | Bu sözke tanukı munu bu söz ol, söziŋe baka körse mani tuz ol | İşte şu söz de buna şahittir; bu sözün, dikkat edersen, mânası buna uygundur. |
2113 | Bu begler ne yolça yorısa kalı, uş ol beg yorıkı bu kulnuŋ yolı | Beyler hangi yoldan giderlerse, beylerin bu gidişi kulun da yoludur. |
2114 | Begi edgü bolsa yorıkı köni, takı artuk edgü yorığay kulı | Beyi iyi ve gidişi doğru ise, kulu da daha iyi yürüyecektir. |
2115 | Küvez kür kereksiz ne köŋli uluğ, küvezlik azıtur könilik yoluğ | Bey mağrur, kabadayı ve kibirli olmamalı; gurur insanı doğru yoldan çıkarır. |
2116 | Uluğ boldı begler kutun belgülüg, kiçig tutğu köŋlin kötürse ülüg | Beyler, şüphesiz, saadetle büyük olurlar; bundan nasip alabilmeleri için gönüllerini küçük tutmalıdırlar. |
2117 | Negü ter eşitgil ukuşluğ yeg er, bodunda talusı biliglig beg er | Akıllı, insanların iyisi, halk arasında seçkin ve bilgili bey ne der, dinle. |
2118 | Uluğsığ bedük tutsa begler köŋül, seziksiz uçuzluk körür ay oğul | Beyler büyüklük taslar ve kibirli olurlarsa, ey oğul, onlar, şüphesiz, itibar görmezler. |
2119 | Küvezlik bile kökke ağmaz kişi, kalı kodkı bolsa buzulmaz işi | Gurur ile insan göğe yükselmez; alçak gönüllü olmakla da işi bozulmaz. |
2120 | Küvezlik asığsız köŋül tumlıtur, köŋül kodkı bolsa kişig yoklatur | Gurur faydasızdır, o insanları kendinden soğutur; alçak gönüllülük insanı yükseltir. |
2121 | Beg alçak kerek bolsa kodkı köŋül, munı teg yok erse sen andın tüŋül | Bey mütevazı ve alçak gönüllü olmalıdır; eğer böyle değil ise, sen ondan elini çek. |
2122 | Beg alçak kerek bolsa köŋli açuk, yazukluğ kişidin keçürse yazuk | Bey mütevazı ve alçak gönüllü olmalı, suçlu kimselerin de suçunu affetmelidir. |
2123 | İsinür er at terk bağırsak bolur, bağırsak kişiler tapuğsak bolur | Hizmetinde bulunanlar ona çabuk ısınırlar ve gönülden bağlı olurlar; gönülden bağlı olan, candan adamlar severek hizmet ederler. |
2124 | Bodun başçı begke bu himmet kerek, bu himmet bile hem mürüvvet kerek | Halka baş olan beye himmet lâzımdır; bu himmet ile birlikte mürüvvet de bulunmalıdır. |
2125 | Bu himmet mürüvvet bile barsa çav, bolur beg tileki yorır ötrü av | Bey himmet ve mürüvvet ile şöhret bulursa, dileğine erişir ve av ayağına gelir. |
2126 | Kimiŋ himmeti bolmasa ol ölüg, ikigün ajunda bu bulmaz ülüg | Himmet sahibi olmayan kimse ölüdür; o her iki dünyada da mahrum kalır. |
2127 | Bu himmet bile hem siyâset kerek, siyâsetka beglik riyâset kerek | Himmeti ile beraber, bir de siyâset lâzımdır; siyâset için de beylik şartlarını hâiz bir beyin riyaseti lâzımdır. |
2128 | Siyâset bile beg tüzer el törü, kara kılkı itlür siyâset körü | Bey memleket ve kanunu siyâset ile düzene koyar; halk hareketini onun siyâsetine bakarak, tanzim eder. |
2129 | Bu sözke yanutı bu beyt ol tanuk, tanuk kayda bolsa bu huccet anuk | Şu beyitler bu söze cevap ve şahittir; şahit nerede ise, hüccet de oradadır. |
2130 | Bu begler kapuğın siyâset bezer, siyâset bile beg ilini tüzer | Beylerin kapısını siyâset süsler; bey siyâset ile memleketini düzene koyar. |
2131 | İsizke siyâset yorıtğu kerek, bodun bulğanukın siyâset süzer | Kötü insanlara karşı siyâset yürütmeli; halk arasında kargaşalığı siyâset yatıştırır. |
2132 | Bu el tutrukı hem tüpi bekliki, iki neŋ-turur aslı yıldız köki | Memleketin direği, temeli, sağlamlığı, esâsı ve kökü iki şeye bağlıdır. |
2133 | Birisi bodunka törü ol ülüş, birisi er atka ülese kümüş | Bunlardan biri halkın hakkı olan kanun, diğeri de hizmette bulunanlara dağıtılan gümüştür. |
2134 | Törü birle bodnı sevinse turup, kümüş bolsa er at yarunsa körüp | Kanun himayesinde halk sevinç içinde yaşamalı ve parayı görerek, hizmet edenlerin de yüzleri gülmelidir. |
2135 | Bu iki kotu bulsa begdin sevinç, eli kapı itlür bulur beg avınç | Bu iki zümre beyden memnun olursa, memleketi ve idaresi düzene girer; bey huzura kavuşur. |
2136 | Kayu beg bodunka törü bermese, küdezmese bodnın yegüçi yese | Her hangi bir bey halka kanun vermez, halkı korumaz ve halkın serveti kapanın elinde kalırsa, |
2137 | Ot ıdtı bodunka buzuldı eli, yıkıldı seziksiz bu beglik ulı | O halkın içine ateş atmış olur; memleketi bozulur ve hiç şüphesiz, beyliğin temeli yıkılır. |
2138 | Kayu beg er atnı sevindürmese, kılıç kında çıkmaz anuŋda basa | Hangi bey askerini memnun etmezse, kılıç da kınından çıkmaz. |
2139 | Kılıç birle begler uzatur elig, kılıçsız osal beg basumaz ilig | Beyler kılıç ile memleketlerine hâkim olurlar; kılıçsız, gafil bey memleketine sahip olamaz. |
2140 | Kılıç baldu boldı bu el sakçısı, kılıçın alır el bodun başçısı | Kılıç ile balta memleketin bekçisidir; halkın başında bulunan, kılıç sayesinde memleketler ele geçirir. |
2141 | Negü ter eşitgil ajun tutğuçı, kılıç baldu birle yağığ utğuçı | Dünyayı elinde tutan, kılıç ve balta ile düşmanını yenmiş olan ne der, dinle : |
2142 | Ayâ el tutuğlı ilig saklağu, osallık bile yer yegüçi ağu | Ey memlekete hâkim olan, onu muhafaza etmeli; zehir yiyen kimse bunu gaflet yüzünden yer. |
2143 | Kılıç baldu sakçı tutun ay unur, kılıç sakçı bolsa beg inçlik bulur | Ey kudretli, kılıç ve baltayı kendine muhafız yap; kılıç bekçi olursa, bey rahata kavuşur. |
2144 | Kılıç teprer erken yağı tepremez, kılıç kınka kirse beg inçlik yemez | Kılıç kımıldadığı müddetçe düşman kımıldayamaz; kılıç kınına girerse, beyin huzuru kaçar. |
2145 | Sevinçlig tut ay beg kılıç urğuçığ, sevinçin tiril tutçı körme açığ | Ey bey, kılıç kullananı her vakit memnun et ve böylece kendin de dâima sevinç içinde yaşa ve zahmet yüzü görme. |
2146 | Yana aydı ögdülmiş ilig kutı, bu el işleri ters uluğ kör atı | Öğdülmiş tekrar dedi : — Ey devletli hükümdar, memleket işleri çok ağır, fakat şerefi büyüktür. |
2147 | Bedük iş bodun başlamakı ağır, baş ağrığ bile tutçı emgek tegir | Halka baş olmak büyük ve ağır bir iştir; o dâima başa dert olur ve insana eziyet verir. |
2148 | Sevinçi az ol körse kadğu üküş, az ol öggüçisi telimrek söküş | Dikkat edersen, sevinci az, kaygısı çoktur; öğeni az, fakat söğeni daha çoktur. |
2149 | Kayuka baka körse korkınç-turur, sevinçin sora körse azrak erür | Nereye bakarsan, orada bir tehlike vardır; sevincini sorarsan, o daha azdır. |
2150 | Üküş sevmegüçi severi az ol, kerişi telimrek ereji az ol | Sevmeyeni çok, seveni nâdirdir; didinmesi çok, rahatı azdır. |
2151 | Bütünsüz bolur tegme yerde köŋül, köŋül bütmese erke artuk muŋ ol | Hiç bir yerde gönülü emin olmaz; gönülün emin olmaması, insan için, büyük bir ıstıraptır. |
2152 | Körü barsa tegme işinde hatar, hatarlığ işig körse tatığ kiter | Dikkat edersen, onun her işinde bir tehlike vardır; tehlikeli işin tadı kaçar. |
2153 | Negü ter eşitgil ukuşluğ sözi, ukuşluğ sözi körse yinçü tözi | Dinle, akıllı sözü ne der; akıllının sözü, dikkat edersen, tamamen bir inciye benzer. |
2154 | İlig boynı kılça ükekçe başı, aŋar ked ınanmaz ukuşluğ kişi | Hükümdarın boynu kıl gibi, başı ise, burç kadardır; akıllı insan ona pek inanmaz. |
2155 | Kılıç baş özele mesel beglik ol, küniŋe aŋar miŋ hafarlığ işi | Beylik baş üzerinde bir kılıç gibidir; her gün onun için tehlikeli bin iş vardır. |
2156 | Bu yaŋlığ-turur barça beglik işi, kayusı erej yer kayu öz başı | Her beylik işi böyledir; bazısı huzura kavuşur, bâzısı ise, kendi başını yer. |
2157 | Özüŋ dünyâ ukbi bulayın tese, bu kaç işni kodma katığlan usa | Dünya ve âhireti, bunların her ikisini birden bulmak istersen, şu bir kaç ışı bırakma; muktedirsen, bunları yerine getir. |
2158 | Köŋül til köni tut bayatka sığın, idi yarlığın sen ağır tut tapın | Gönül ve dilini doğru tut, Tanrıya sığın; Allanın emrine itaatsizlik etme. |
2159 | Negü kelse rabdın tapı bol tapı, özüŋ kullukı ol tapılık tüpi | Tanrıdan ne gelirse, ona razı ol; her şeye razı olmak kulluk icâbıdır. |
2160 | Tüzü halkka köŋlün bağırsak bulun, tuçı edgülük kıl sen edgü bulun | Bütün halka içten gelen bir merhamet göster; dâima iyilik yap ve kendin iyilik bul. |
2161 | Bodunka asığ kıl yulıp kılma yas, kılınç edgü tutğıl isiz yası bas | Halka faydalı ol, ona zarar verme; ıyı hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır. |
2162 | Seniŋ boldı dünyâ tiŋlik bile, tiŋlik bulunsa yatıp ye küle | Dünya ve hayat senin oldu; hayatta iken, ondan sevinçle istifâde et. |
2163 | Bütün cân üzülse umunç tut uluğ, bayat birge edgüke edgü yoluğ | Can çıksa dahi, ümidini kesme; inan ki, Tanrı iyiye iyi yol gösterir. |
2164 | Munukı men aydım eşitti ilig, bu yaŋlığ kerek begke erdem bilig | İşte benim bu söylediklerimi hükümdar işitti; bey için böyle bir fazilet ve bilgi lâzımdır. |
2165 | Kayu erde bolsa bu erdem törü, anı beg atap ilke tikgü örü | Hangi insanda bu fazilet ve bu terbiye bulunursa, onu, bey olarak, memlekette yükseltmelidir. |
2166 | Tükel beg bolur bu bodunka başı, anıŋdın bulur tegme edgü kişi | Böylesi mükemmel bir bey ve halka baş olur; insan ondan her türlü iyilik bulur. |
2167 | Negü ter eşitgil biliglig tetig, biliglig tetig bilgi ilke itig | Bilgili ve zeki insan ne der, dinle; bilgili ve zeki insanın bilgisi memleket için bir zînettir. |
2168 | Biliglig kerek beg ukuşluğ köni, yüreklig hem öglüg bedüse üni | Bey bilgili, akıllı ve âdil olmalı; şöhretinin yayılması için de cesur ve tedbirli davranmalıdır. |
2169 | Akı hem tüzün hem uvutluğ silig, bağırsak bolup ked küdezse ilig | Bey, memleketini iyice koruyabilmesi için, bir de asıl, haya sahibi, yumuşak huylu ve merhametli olmalıdır. |
2170 | Közi tok serimlig ne kodkı köŋül, suyurkap keçürgen ne kılkı amul | O gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü, şefkatli ve sakin tabiatlı olmalıdır. |
2171 | Kamuğ erdemi bolsa erde örü, bodunka berür bolsa edgü törü | Bütün faziletlerde her keşten üstün olmalı; halka karşı adaletle muamele etmelidir. |
2172 | Kayu ilke bolsa bu yaŋlığ begi, kutuldı ol el bodnı kitti igi | Hangi memleketin beyi böyle olursa, o memleket halkı kurtulur; derdi kalmaz. |
2173 | Tuğar kut küni ilke inçlik bolur, diriğa bu yaŋlığ kişiler ölür | Orada saadet güneşi doğar ve memleket huzura kavuşur; fakat ne yazık ki, bu gibi insanlar çok yaşamazlar. |
2174 | Bu erdi ay ilig meniŋ bilmişim, munukı ötündüm saŋa ukmışım | Ey hükümdar, benim bildiğim bunlardır; aklımın erdiklerini işte sana arzettim. |
İlig suali Öğdülmişke | HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E CEVABI | |
2175 | İlig aydı uktum köni sözlediŋ, kereki bu erdi bilig yazmadıŋ | Hükümdar : — Anladım, doğru söyledin, bana lâzım olan bunlar idi, bilgide yanılmadın— dedi — |
2176 | Takı bir ayıtğu sözüm bar saŋa, anı ma açukluğ ayu ber maŋa | Sana soracak bir sözüm daha var, onu aa bana açık olarak, söyle. |
2177 | Bu yaŋlığ begi bolsa erdem tolu, veziri negü teg kerek ay talu | Beyi böyle her türlü fazilet sahibi olursa, ey seçkin insan, veziri nasıl olmalıdır ki, |
2178 | Kalın kaznak ursa bu altun kümüş, itilse eli artsa ol kend uluş | Altın ve gümüşten zengin bir hazine toplasın; memleket düzene konsun, şehir ve eyâletler çoğalsın. |
2179 | İlin itse bassa tüz öŋdi urup, isinse er at köŋli edgü bulup | Memleketi tanzim eyleyerek, doğru kanun ile idare etsin; hizme tinde bulunanlar iyilik görerek, ona ısınsın, |
2180 | Bodun inçke tegse ilig tegmese, begi atı edgün yadılsa basa | Halk huzura kavuşsun, kimse ona el uzatmasın; beyin adı iyilik ile dünyaya yayılsın. |